”TELGRAFÇI HAMDİ BEY” Gazeteci Yazar Ömer Çataltepe yazdı.

''TELGRAFÇI HAMDİ BEY'' Gazeteci Yazar Ömer Çataltepe yazdı.

28.05.2022 tarihinde Konya Filatelistler Derneğimizin 11 yılı nedeniyle Dernek Başkanımız Saadettin Kayserilioğlu’nun hazırladığı geceye katıldım.

Geceye Konya Filatelistler Derneğimizin üyelerinin yanı sıra, PTT Konya Başmüdürü ve yardımcıları da katılmışlardı. Program sırasında filateli sohbetleri yanında yakın tarihimizden de söz ettik elbette, bu sırada konu Kurtuluş Mücadelemizin en önemli aktörlerinden Telgrafçı Hamdi Bey’e geldi. Telgrafçı Hamdi Bey ile ilgili konuşma konuklar arasında bulunan Ahmet Bey nedeniyle daha da ilginç hale gelmişti.

Konu ilginç olmuştu çünkü aramızdaki konuk “Ahmet Martonaltı” idi, yani; soyadı kanunu sırasında Martonaltı soyadını alan Manastırlı Telgrafçı Hamdi beyin öz torunu. Ahmet Bey’de haklı bir gurur gördüm.

Tarih bilgisi çok iyi olan dernek başkanımız Saadettin Bey Kurtuluş savaşı sırasında Telgrafçı Hamdi Bey’in nasıl bir kahramanlık yaptığını anlatarak bize o günleri yeniden yaşattı. Ben de o hikâyeyi size anlatayım.

“İstanbul, 16.3.1920

Ankara’da Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine,

Bu sabah Şehzadebaşı’ndaki Mızıka Karakolunu İngilizler basıp, oradaki askerlerle çarpışarak, sonunda şimdi İstanbul’u işgal altına alıyorlar. Bilgilerinize arz olunur.

Manastırlı Hamdi”.

Hamdi Bey’in takip eden telgrafları, telsizle Harbiye’nin işgalinin haber alındığı, Beyoğlu Telgrafhanesi önünde İngiliz askerlerinin bulunduğu; kısa süre sonra da Harbiye Telgrafhanesinin işgal edilip, telin kesildiği; Tophane’nin işgal edildiği, zırhlılardan asker çıkarıldığı, Şehzadebaşı’nda sabah yaşanan çatışmalarda altı şehit verildiği, on beş yaralı olduğu haberlerini vermiştir. Telgraflar, işgalin Derince ’ye yayıldığı, Beyoğlu telgrafhanesi çalışanlarının kendi yanlarına geldiği, bir saate kadar kendisinin de bulunduğu İstanbul Telgrafhanesinin işgal edileceği haberleriyle gelmeye devam etmiştir.

Hamdi Bey, telgrafhane tamamen işgal edilince bir yolunu bulup binadan çıkar, artık telgrafhaneye bir daha dönemeyecektir çünkü telgrafhane yönetimi işgal güçleriyle işbirliği halindedir ve kendisi onların emirlerini dinlemeden kendiliğinden Mustafa Kemal ve arkadaşlarıyla işbirliğine girişmiştir. Artık yapacağı tek şey vardır; bir yolunu bulup Ankara’ya Mustafa Kemal ve Kuva-yı Milliye’cilere katılmaktır.

Hamdi Bey uzun ve yorucu ve tehlikeli bir yolculuktan sonra Ankara’da Mustafa Kemal’in karargâhına ulaşmayı başarır. Hamdi Bey hemen Mustafa Kemal’in huzuruna çıkartılır, böylelikle makine başında birçok kez konuştuğu Mustafa Kemal Paşa’yı ilk kez görmüştür. Görüşme sırasında Mustafa Kemal Paşa ve beraberindeki İsmet (İnönü) Bey’e İstanbul’daki durumu kısaca anlatır.

Görüşme sonrasında gitmek üzere izin isteyen Hamdi Bey’i Mustafa Kemal Paşa akşam yemeği için alıkoymuştur. Zorlu geçen yolculuğun izlerini taşıyan kılık kıyafetinden dolayı sofrada yadırganan Hamdi Bey; Paşa’nın “Efendiler, şu sürtünmek istemediğiniz adamı tanıyor musunuz? Bu kahraman adam Manastır’lı Hamdi’dir. Pek azımızın görebildiği büyük hizmetler yapmıştır. Kendisine hürmet ve muhabbet borçluyuz” şeklindeki sözleriyle, davetlilerden samimi bir ilgi görmüştür.

Konya’da Emniyetin önünden geçen cadde Telgrafçı MANASTIRLI Hamdi Bey Caddesi olarak adlandırılan, mezarı da Konya Musalla Mezarlığında olan Telgrafçı Hamdi Bey’in öyküsünü dinleyince; bugün bize sıradan gelen yakın tarihimizde, kendisine bir görev verilmesini beklemeden, her şeyi göze alıp kurtuluş mücadelesi için sorumluluk yüklenen nice kahramanların var olduklarını. Onların hiçbir karşılık beklemeden bu ülke için ne büyük bir özveride bulunduklarını daha iyi anladım.

Bu güzel ülkeyi bize altın tepside sunan tüm kahramanlara selam olsun.

Hoşça kalın.