”RTÜK VE SANSÜR” Gazeteci Ömer Çataltepe yazdı.

''RTÜK VE SANSÜR'' Gazeteci Ömer Çataltepe yazdı.

           Akşam her zaman izlediğim haber tartışma programını izlemek için televizyonu açtım ama bir baktım; o program yerine RTÜK’ ün hazırlattığı belgesel yayınlanıyor. Alt şeritte akan yazıda da belgeselin neden yayınlandığına ait gerekçe akıyor.

             Alttan yapılan açıklamaya göre; aynı programın önceki bölümlerinden birinde program yapımcılarıyla gazeteci konukları, “çok önemli” birileri hakkında yapılan haberlerle ilgili yorumlarda bulunmuşlar ve RTÜK te o “çok önemli” kişilerin kişilik haklarına saldırı yapıldı gerekçesiyle, para cezası ve program durdurma cezası vermiş.

              Muhalif olarak adlandırılan birkaç gazete ve tv benzer cezaları yıllardır alıyorlar.

             1980 öncesi TRT kurumunda sansür kurulu vardı, bu kurulun görevi tüm yayınları önceden, hangi şarkı, türkü, tiyatro eseri vb. şeylerin yayınlanacağını hatta kullanılacak sözleri bile denetler ona göre izin verir veya yasaklardı.

             1980’de darbeyle birlikte bu sansür kurulu yerine askeri heyet işe el koydu, tv, radyo yanında gazeteler de keyfi bir sansüre uğratılmaya başlandı, askeri yönetimin işine gelmeyen her şey yasaklama konusu olmaya başladı.

             O zamanlarda bu sansüre kızsak da yapacak bir şey yoktu, çünkü sonuçta askeri bir yönetim var ve demokrasi rafa kalkmıştı.

             Aradan geçen yıllar sonrasında biz bu sansürün biteceğini, evrensel bir demokrasiye kavuşacağımızı beklerken, bir de bakmışız ki o askeri dönem sansürünün daha beterini yaşamaya başlamışız.

            AKP iktidara geldikten sonra, yılların gazeteleri ve televizyonları birer birer iktidarın safında yer almaya başladı. Bugün artık medyanın büyük bir bölümü neredeyse aynı manşetle çıkıyor.

             Medyanın %90’ını oluşturan bu gazete ve tv’lerde muhalefet ile ilgili her çeşit aslı astarı olmayan haberler yayınlanıyor, programlarda programcı ve konuklar ağızlarına gelen şeyleri söylüyor, dövmekten, kırmaktan hatta öldürmekten söz ediyorlar ama RTÜK bu kanallarla ilgili hiçbir şey yapmazken, hakkında yapılan haber nedeniyle incindiğini söyleyen bir kişi için, muhalif kanallara ceza veriliyor.

               Kanalın birinde bir konuk çıkıp; “Bizim aile hazır, sitemizde en az 50 kişiyi götürürüz.” Diyor ama bu arada programcı da bu konuşmayı onaylar şekilde davranıyor ve bu görmezden geliniyor.

                Yandaş kanallarda bu ve benzeri birçok program yapılırken, muhalif kanalda Ana Muhalefet Partisi genel başkanının grup konuşması canlı yayınladığı sıradaki konuşması nedeniyle RTÜK para ve yayın durdurma cezası verebiliyor.

              RTÜK ülkede sayısı her geçen gün artan tv ve radyoların yayınlarını bir düzene sokmak için kurulmuş bir anayasal kuruluş olmasına karşın, bu iktidar zamanında neredeyse kendisini bir yargı kurumu yerine koyup, ceza keser bir kurum haline gelmiştir.

              RTÜK tamamen özerk bir kurum olarak kurulduğu halde, artık özerk yapısını kaybetmiş, hatta başkanı televizyonların programları hakkında görüşlerini Twitter üzerinden yazarak tarafsızlığını hiçe sayabilmektedir.      

                  Ben bu satırları yazarken TBMM’sinde yeni dezenformasyon yasası iktidar vekillerinin oylarıyla yasalaştı. Bu yasa ile artık yazarken çok ama çok dikkat etmemiz gerekecek.

                   Eğer başarabilirseniz hoşça kalın!