Menzilin yasaklı bölgesi!
Menzilin yasaklı bölgesi!
Menzil'deki Yasaklı Bölgede Neler Oluyor?
''Kadın Vekiller Erkeklerin Giremediği Yerlerde Mürit Topluyor'' iddiası.
Adıyaman merkezli tarikat Menzil, son yıllarda en güçlü olduğu zamanı yaşıyor. Şeyhlerinin ölmesi sonrasında üç kişinin tövbe verme yetkisine sahip olduğu Menzil’de, kadınlar bölgesinde yaşananlar merak ediliyordu. Gazeteci Filiz Gazi, Menzil’in ‘yasaklı bölgesinde’ bir gün geçirdi.
Gerçek Gündem’den Filiz Gazi, gazeteci olduğunu saklayarak Menzil’in merkezinde bir gün geçirdi ve yaşananları kaleme aldı.
Gazi, Adıyaman’ın Kahta ilçesindeki Menzil köyüne giderken kullanılan otobüslere erkeklerin önden, kadınların ise arka kapıdan giriş yaptığını ifade etti.
“Şeyh tarafından görevlendirilen 'kadın vekiller', erkeklerin giremediği alanlarda mürit topluyor, tebliğ çalışmalarında bulunuyor, tövbe alıyor. Kadın vekiller aracılığıyla mürideler yönlendiriliyor.”
"Dahil olduğum grupla büyük demir kapılı bir yerden geçtikten sonra etrafının kale duvarları gibi kapatıldığı yere, kadınlara ait bölüme giriyoruz. Kapıdan içeri girildiğinde Menzil Kahve Evi, Gıda- Hediyelik, Menzil Çarşı gibi dükkanların çevrelediği avluya çıkılıyor. İlk dikkat ettiğim şey iki üç ayrı yerde gördüğüm kameralar oluyor."
“Her yerde hatta nerdeyse adım başı diyebileceğim kadar kamera var. Sanki maksadı 'görünmeden görmek' olan hapishane metaforu hayat bulmuş.”
“Çalışanlara herhangi bir ücret ödenmiyor, müritler gönüllü çalışıyor. Temizlik, günde iki kez verilen çorbanın yapılışı ve dağıtımı, çevredeki tarlalarda çalışmak ayrıca şeyh ve ailesinin işleri bu hizmetliler tarafından yürütülüyor. Yani içerideki düzenin işleyişi, külfetsiz bir şekilde, halihazırda gönüllü gelen müritler tarafından yürütülüyor.”
18 YAŞIN ALTI DA OLMAK ÜZERE HER YAŞTAN 'HİZMETLİ' VAR
"Üzerinde 'hizmetli' yazan mavi yelekli kadınlar arasında her yaştan insan var. Tek başına bir yerde oturan, canının sıkkın olduğu belli, 18'den küçük olduğuna emin olduğum bir başka görevliye ne kadar süredir hizmette olduğunu sorunca "6,5 ay" diyor. "Ailen?" diye sorduğum tek sözcüklük soruma yanıt gelmiyor. Dikkat çekeceğim için üsteleyemiyorum."
“Namaz için tabanı halılarla kaplanmış, eşyasız, genişçe bir yere geçiyoruz. Buraya 'adap yeri' de deniyor. İçerisi tıpatıp bir cami gibi. Çoluk çocuk herkes burada, geceleri ise kim nerede boş yer bulursa oraya kıvrılıp yatıyor. Kazancı şeyhlere ait, köyün biraz dışında olan Buhara Evleri'nin gecelik ücreti ise 2 bin 500 TL. Yani 'ibadet' edenler, 'mürşitin nurundan nasiplenecekler' arasında da sınıf farkı kendini gösteriyor.”
ŞEYH AİLESİNDEN OLAN, HERKESİN "ANNE" DEDİĞİ KADIN
“Tam karşımızda, bizden yüksekte, herkesin "anne" dediği, 40'lı yaşlarda olan bakımlı, oldukça güzel bir kadın oturuyor. Üzerindeki elbise leopar ve zincir desenli. Hepimizden daha şık ve daha bakımlı. Ona gösterilen ilgi karşısında kayıtsız gibi davranıyor ama diğer taraftan bir an önce işini bitirip çıkmak istediği her halinden belli. "Annelerin", şeyhin ailesindeki kadınlardan olduğunu ise sonrasında öğreniyorum. Menzil tarikatında yaşları ne olursa olsun "anne" olarak adlandırılan bu kadınlar diğer kadınlar tarafından kutsal bir yerde görülüyor.”
“Birkaç dakika sonra beyaz cübbesi ve elindeki kırmızı gülleriyle ilahi imajını tamamlamış Saki Erol gözüküyor. Şeyhin görünmesiyle kalabalığın uğultusu bıçak gibi kesilip yerini sessizlik alıyor. Erol'un hemen arkasında ellerini önüne kavuşturmuş, kafasını asla yerden kaldırmayan bir erkek daha var. Erol, kalabalığın başında ve sonunda iki kez durup, şunları söylüyor: "Ya Rabbi! Bütün yapmış olduğum günahlardan ben pişmanım. Keşke yapmasaydım. İnşallah bir daha ben yapmayacağım." 'Şeyhle' aramızda bir metre var yok. Kısa bir an röportaj için önüne atlamayı düşünüyorum. Birkaç adım atıyorum, sonra yine geri adım. Şeyh önümden geçip gidiyor.”
"Kalabalığın büyük bir kısmı şeyhin geçişinden sonra dağılıyor. Geri kalan çok az kadın, gelecek olan iki oğuldan birine intisap edecekler. Dağılan kadınların kimisinin avlunun ortasında olan kulübedeki üç kadına sorular sorduğunu görünce oraya yöneliyorum. Camlı bölmenin arkasından kağıtlar dağıtılıyor. Bölmeye yaklaştığımda kime bağlandığım soruluyor. "Seyyid Muhammed Saki" diyorum ve bana uzatılan kâğıdı alıyorum."
"Gazeteci Uğur Mumcu, vakti zamanında, şimdilerde üç eşi olduğu iddia edilen Yeniden Refah Partisi'nden Konya milletvekili seçilen Ali Yüksel'e, "Süleymancıların çok zengin oldukları söyleniyor. Kemal Kaçar neyle geçiniyor örneğin?" diye sormuştu. Yüksel'in yanıtı çok kısaydı: 'Süleymancılıkla!'"
"Aynı durum Menzilciler için de geçerli: Menzil tarikatı, Türkiye'nin dört bir tarafından, yılın her mevsiminde Adıyaman'a gelen ziyaretçilerle beslendiği için Erol ailesinin de dinle geçindiğini söylemek yanlış olmaz. Şimdilerde tarikatta kimin güçlü olacağı belirsiz ama kesin olan şu ki 1960'lı yıllardan bu yana ailenin çocukları ve torunları, yüz binlerce insana hükmeden padişahlık düzeni içinde yaşıyor. Menzil köyünde olan lokanta, pastane, kahve, hediyelik eşya dükkânı, fabrika, tarlalar, Buhara Evleri gibi yerlerin hepsi aileye ait. Yani kasaya her gün milyonlarca para giriyor."