”Kent ve Kentli” Bayram Karaoğlu yazdı.

Kent dediğimiz olgunun içinde yaşayan insanlara Kentli diyoruz öyle değil mi!? Tamda öyle değil bana göre. Bugün perşembe pazarının içinden yürüyerek geçtim. Pazarcılar tezgahlarını toplamış, götürmedikleri yarı çürük malzemelerini yerlere atıp gitmişlerdi. Oysa on metreye bir çöp kovası koymuş belediye...

Daha da ilginci atıkların içinde attıkları malzemelerin içinde sağlamlarının da olduğu ve bu ürünleri çürüklerinin içinden seçerek evine götürmeye çalışan en az on iki bay saydım. Önceden bir kaç kadına denk gelir üzülürdüm. Artık günümüzde ekonomik krizle birlikte baylarda pazarcı çöpünden evine götürecek bir şeyler deşmeye başlamış. hani bu fakir insanlara yardımcı olan o kadar dernek nerede? Veya belediyeler vs...

Kentli değiliz, ve olamayacağımız da aşikar görünüyor. Kentler kendi zenginlerini oluştururken, kendinin olmayan fakirlerini de oluşturuyorlar maalesef. Ve bu fakirlere el uzatmanın da bir yolu yok. Kentli olabilmenin yolu kendini kurtarmaktan geçtiği günlerimizde. Kendini kurtaran Kentli olacaksa. ben köyüme döneceğim...

Sosyal devlet olabilmek için her insana her canlıya ulaşabilmek gerekir kanaatindeyim. Ulaşılmamış her insan maalesef geceyi aç geçiren bir fert demek. Belki bizler kendi etrafımıza şöyle o değilden bakmayı başarabilirsek en azından en yakın çevremizden başlayarak paylaşmayı becerebilirsek Kentli olabilme yolunda bir adımda olsa ilerleyebileceğiz.

Saygılarımla, esen kalın sevgili dostlar.

Bayram Karaoğlu fark ettiniz mi benim bir ünvanım yok, beni bildiniz bileli benim ünvanım aynı...