”Siyasal (cia’sal) İslam’a mahkum edilmiş Türkçüler” Tankutalp Altunsoy yazdı.

''Siyasal (cia'sal) İslam'a mahkum edilmiş Türkçüler'' Tankutalp Altunsoy yazdı.

8 şubat 1969 Adana kongresini bilmeyenler için bu başlığımın bir anlamı olmayacaktır. Meal yazmakla uğraşacak da değilim. Bu kongreyi kazanan Türkeş, Türkçülüğü İslam'la harmanlama görevini de yerine getirmiş olmalı ki, bu günlerde ki Bozkurtlar (akkurtlar) makarna ile karın doyurarak zafer İslam'ın sloganı attılar geçtiğimiz seçimde...

Yani demem o ki bu proje daha 1969'lara dayanıyor, bu günle alakası yok!

Atatürk'ten sonra akın akın hareketlenen Türkçülük, partileşme sürecinde siyasal islam'a takılınca kendi özünden uzaklaşıp bu günlerde sıkça gördüğümüz akkurtlara kadar evrilmiştir. Bu evrilme kendi arkadaşlarını, gönüldaşlarını öldürecek seviyede bir akıl tutulmasına kadar gelmiştir çok zaman.

Sarı öküz hikayesini bilirsiniz, bilmeyenler için kısaca anlatalım : ''Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış. "SUÇ HEP O SARI ÖKÜZ''DE..." Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış: "Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım. Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz''ü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.

"AFERİN SİZİ KUTLARIZ!" Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk''u istemişler: "Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim. Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk''u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.

"NEREDE KAYBETTİK BİZ BU SAVAŞI?"

Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar. Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, "Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük" diye sormuş. Boz Öküz, Benekli Öküz''ün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli "Biz" demiş, "Sarı Öküz''ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı.."

İsmail Balseven, bu hareket için hikayede anlatılan '' sarı öküzdü''.

Vahşice kendi arkadaşları tarafından öldürüldü. Ali Balseven karşısına çıkanların hepsini tanıyordu. Dava arkadaşlarıydı.

Hepsi ülkücüydü...

Ülküdaşları, Ali Balseven’i bıçaklayarak öldürdü.

Peki, neden?

Ali Balseven davadan mı dönmüştü? Hayır!

Birini mi ihbar etmişti? Hayır!

Peki, suçu neydi?

Suçu...

Ali Balseven'in suçu yazımızın başlığıdır arkadaşlar. Ali Balseven Siyasal (cia'sal) İslam'a mahkum edilmiş kendilerine ülkücü diyen devşirilmiş Türkçülere karşıydı. 1969 Adana kongresini kazanıp Türkçüleri Araplaştırma veya arap'a evirme projesinin başkanları tarafından verilen emirle öldürüldü...

Bu gün Ali Balseven'in ne kadar haklı bir davanın içinde olduğu aşikardır.

Siyasal İslam'a sıkıştırılmış kendilerine ülkücü diyen abilerimin, kardeşlerimin, ablalarımın hiç mi vicdanları sızlamıyor ülkenin bu haline baktıkça.

Alın size beka...

Bu ülkenin en değerli domino taşı Türkler ve bunun kıymetini bilen Türkçülerdir. Bunu biz göremesek de, bilemesek de bu coğrafyada gözü olan her düşman ülke görüyor. Ve bu ülkenin koruyucusu rolünde ki Türkler asla ve asla birlik olamıyor. Ta 1969'dan bu güne...

Türk'lük ve Türkçülük siyaset üstü bir kavramdır. Siyaset ise çok zaman kardeşi kardeşe, babayı oğula, dostu dosta, düşman eden şer şebekesi...

Peki ne yapacağız?

Kürt said gibi '' euzu siyaset'' mi diyeceğiz?

Tabi ki de hayır, ama takım tutar gibi parti de tutmayacağız. Ülke menfaatleri, Türk ve Türkçülük menfaatleri hangi partinin sorunu, hangi parti ülkeye daha faydalı onunla yolumuza devam edeceğiz. Derdi ülke menfaati olmayan hiç kimse ye de selam dahi vermeyeceğiz.

Bu coğrafya bize atalarımızdan emanet, bizde çocuklarımıza emanet edeceğiz...

Konya Objektif Gazetesi İmtiyaz Sahibi Gazeteci yazar Tankutalp Altunsoy