Geçinemiyoruz! Halk Yorgun, Umutsuz ve Patlamaya Hazır…
Gazeteci-Yazar Tankutalp Altunsoy, kaleme aldığı bu yazıda Türkiye’de giderek derinleşen ekonomik krizin halk üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor. Pazardan mutfağa, kiradan faturalara kadar yaşamın her alanında artan maliyetlerin vatandaşın alım gücünü nasıl yok ettiğini anlatıyor. “Geçinemiyoruz” diyen milyonların sesi olan bu yazı, sadece bir ekonomik analiz değil, aynı zamanda bir toplumsal uyarı niteliği taşıyor.
Geçinemiyoruz!
Halk Yorgun, Umutsuz ve Patlamaya Hazır
Sokaklar, pazarlar, çarşılar, kahvehaneler...
Benim gerçek haber kaynağım artık oralarda. Mikrofon tutmama gerek kalmıyor. İnsanlar artık durdurup anlatıyorlar. Çünkü herkesin anlatacak bir derdi, şikâyeti, isyanı var. Ve bu isyan, sessiz değil artık. İçten içe büyüyor.
Ekonomik kriz demek artık yetersiz. Bu yaşadığımız şey bir geçim krizi, bir yaşam savaşı.
Vatandaş artık sadece yoksul değil, çaresiz. Sadece öfkeli değil, kırgın. Kime mi? Herkese. Sisteme, yöneticilere, ekonomistlere, televizyona çıkıp "her şey yolunda" diyenlere…
Konya sokaklarında geziyorum. Bir pazarcı, “Domatesin kilosu 25 lira, abi ben satamıyorum, alan yok!” diyor. Yanımdaki yaşlı bir teyze, “Evladım biz kilo ile değil, taneyle alışveriş yapıyoruz artık. Üç domates, iki salatalık alıp çıkıyorum pazardan” diyor. Gözleri dolu dolu…
Gencecik insanlar, sabah akşam çalışıyor ama ay sonunu getiremiyor. Üniversite mezunları asgari ücretle işe girmek için yarışıyor. Çünkü başka çare yok.
Asgari ücret yükseldi, evet ama enflasyon daha hızlı koşuyor. Bir cebimize 5 lira girerken, diğer cebimizden 15 lira çıkıyor. Maaşlar artıyor ama hayat daha da pahalı hale geliyor.
Ev kiraları, özellikle büyük şehirlerde, bir ailenin tüm gelirini yutacak seviyelere geldi. Kiracı ile ev sahibi arasında sorunlar patlak veriyor, mahkemeler dosya dolu. Çünkü bu gidişat sürdürülebilir değil.
TÜİK verileri başka bir şey söylüyor ama halkın yaşadığı gerçeklik çok daha farklı.
Gelin, birkaç örnek verelim:
- 2023’te 1000 liraya dolan bir market poşeti, 2025’te en az 4500 lira.
- 5 litre ayçiçek yağı 675 TL olmuş.
- 1 kilo kıyma 400 lirayı geçmiş.
- 1 litre süt 40 liradan fazla.
- Elektrik, su, doğalgaz faturaları neredeyse maaşın dörtte birini alıyor.
Bu ne demek biliyor musunuz?
Bir çalışan, maaşıyla sadece barınma ve fatura giderlerini ödeyebiliyor. Gıda, ulaşım, eğitim, sağlık masrafları için artık ya borç alıyor ya da hayat kalitesinden feragat ediyor.
Ve bu durum halkın ruh sağlığını da etkiliyor. İnsanlar mutsuz, sinirli, tahammülsüz. Boşanma oranları artıyor, depresyon vakaları tavan yaptı. Umut etmek bile lüks hale geldi. Gençler artık “gelecek burada değil” diyor.
Kimse tatil planı yapmıyor. Kimse gelecek yılı düşünemiyor. Çünkü yarın ne olacak sorusu bile cevaplanamıyor.
Bir annenin bana söylediği cümle hâlâ kulağımda çınlıyor:
"Evladım, ben çocuklarıma beslenme çantası hazırlarken ağlıyorum. Çünkü her gün yanlarına yumurta koyamıyorum."
İşte bu cümle, Türkiye’de milyonlarca insanın özetidir.
Bu ülkenin çalışanı da, emeklisi de, öğrencisi de, esnafı da perişan.
Sokağın dili başka, ekranların dili başka.
Televizyonlarda pembe tablolar çiziliyor ama halkın sofrasında artık soğan bile lüks.
İktidar temsilcileri "sorun geçici" diyor ama halk "geçinemiyoruz" diye bağırıyor.
Kimse halkın gözünün içine bakmıyor. Kimse halkı dinlemiyor. Ama ben dinliyorum. Ve buradan duyuruyorum: Bu halk patlamaya hazır.
Bu öfke bastırılmıyor, sadece erteleniyor. Bu çaresizlik küçülmüyor, aksine büyüyor.
İnsanlar artık susmuyor. Çünkü susanlar da aç.
Çünkü artık bu bir ekonomik kriz değil, bir sosyal felaket.
Ben bu satırları yazarken aklımda sadece rakamlar yok.
Aklımda pazarda taneyle alışveriş yapan emekli, evladına süt alamayan anne, yurt dışına kaçmak isteyen genç, ev kirasını ödeyemeyen memur var.
Ve ben hepsi adına konuşuyorum:
Geçinemiyoruz!
Bu çığlığı duymazdan gelen, yarın daha büyük bir fırtınayla karşılaşabilir.
Bugün susan halk, yarın sandıkta ya da sokakta konuşur. Ve o zaman bu satırlar, sadece bir uyarı olarak değil, bir tarihi kayıt olarak da kalır.
Benden söylemesi.
Gazeteci Yazar Tankutalp Altunsoy
#GeçimKrizi #AlımGücü #Enflasyon #Geçinemiyoruz #HalkınSesi #EkonomikSıkıntı #FahişFiyatlar #AsgariÜcret #EmekliMaaşı #KiraKrizi #GıdaEnflasyonu #SütFiyatı #EtFiyatı #PazarAlışverişi #Faturalar #MaaşErimesi #GençlerinUmutsuzluğu #SosyalYorgunluk #HalkınÖfkesi #ToplumsalPatlama #ResmiEnflasyon #GerçekHayatPahalılığı #OrtaSınıfÇöküyor #Çaresizlik #Umutsuzluk #Fakirleşme #Temelİhtiyaçlar #HayatMücadelesi #Borçlanma #Vatandaşİsyanda #PsikolojikÇöküntü #SessizÇığlık #SandıkTepkisi #EkonomikAdaletsizlik #TürkiyeEkonomisi #YerelEkonomi #KonyaPazarı #ZamYağmuru #YaşamKrizi #EkonomikÇöküş #DarGelirli #YaşamMaliyeti #KrizDönemi #EkonomikGerçekler #HalkınGündemi