“Cezai Sorumsuzluk” Sınırı Çetelerin Kalkanı mı Oldu? Türkiye’de Çocuklar Suç İşlemekten Korkmuyor: TCK Değişmeli!
"Cezai Sorumsuzluk" Sınırı Çetelerin Kalkanı mı Oldu? Türkiye'de Çocuklar Suç İşlemekten Korkmuyor: TCK Değişmeli!
Türkiye'de 18 yaş altı bireyleri koruma altına alan ve cezai sorumluluğu yaşa göre kademelendiren kanunlar, son dönemde yaşanan dehşet verici olaylar nedeniyle kamuoyunda infiale yol açıyor. Özellikle 12 yaş altı çocukların mutlak cezasızlığını öngören Türk Ceza Kanunu (TCK m.31/1) maddesi, organize suç örgütleri ve çocuk çeteleri tarafından bir "yasal kalkan" olarak kullanılmakta. Vatandaşlar, bu maddenin hızla organize olan ve silahlı saldırılara karışan çocukları suça teşvik ettiğini ve acilen değiştirilmesi gerektiğini savunuyor.
Çocuklar Suç İşlemekten Neden Korkmuyor?
Temel sorun, kanunun, çocukları koruma ve rehabilite etme amacının, pratikte cezasızlık algısına dönüşmesidir. Hukuk sistemi, 12 yaş altındaki bir çocuğun cezai takibata uğramayacağını ve en fazla koruyucu/eğitici tedbirlerle karşılaşacağını öngörür. Ancak bu hüküm, çocuğu damgalamayı önlerken, maalesef bazı çocukların ve onları kullanan çetelerin gözünde "istediğini yap, sonuçları hafif olur" anlamına geliyor.
Bu algı, suçun çocuklar tarafından bir "risk-ödül" analiziyle değerlendirilmesine yol açıyor: Risk neredeyse sıfır, elde edilecek para veya itibar ise yüksek.
12 yaşının altındaki çocuklar, işledikleri fiilin hukuki sonuçlarının olmadığını bilerek suça karışmakta, bu durum ise çocukların şiddet ve suç eğilimini pekiştirmektedir.
Türkiye Sokaklarında Büyüyen Tehdit: Çocuk Çeteler ve Silahlı Saldırılar
Türkiye'nin büyük şehirlerinde son yıllarda giderek artan bir tehlike gözlenmektedir: Çocuk çeteleri. Bu örgütlenmeler, TCK'daki bu boşluktan en çok yararlanan yapılar olarak öne çıkıyor.
Polis kayıtlarına yansıyan ve kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, "Daltonlar," "Kasımpaşalılar," "Kespirler" gibi bilinen çete isimleri, özellikle silahlı çatışmalarda ve mafyatik hesaplaşmalarda "küçük saldırganları" kullanıyor. 12-15 yaş aralığındaki bu çocuklar, ateşli silah kullanmaktan çekinmiyor, çünkü yakalandıklarında alacakları cezanın indirimli veya ertelemeli olacağını, hatta 12 yaş altındaysalar tamamen cezasız kalacaklarını biliyorlar.
Bu çocuklar, sadece hırsızlık ya da gasp gibi adi suçlara değil, aynı zamanda her gün onlarca silahlı saldırı, yaralama ve uyuşturucu ticareti gibi organize suçlara karışıyorlar. Çeteler, riskli ve ağır suç operasyonlarında çocukları ön cepheye sürerek, hem yasal takibattan sıyrılıyor hem de kendi elemanlarını korumuş oluyor.
Toplumsal Vicdan ve Acil Değişim Çağrısı
Bu durum, sadece güvenlik sorunu değil, aynı zamanda derin bir toplumsal vicdan yarasıdır. Halk, devleti, kendi çocuklarının geleceğini karartan ve sokakları güvensiz hale getiren bu yasal açığa karşı somut adım atmaya çağırıyor.
Çocukların yüksek yararını koruma ilkesi, bir çocuğun organize suç örgütleri tarafından istismar edilmesine ve hayat boyu sürecek bir suçlu profili oluşturmasına izin vermemelidir. Uzmanlar ve kamuoyu, 12 yaş altındaki mutlak cezai sorumsuzluk hükmünün derhal yeniden değerlendirilmesini ve çocukların suça teşvik edilmesini önleyecek, daha caydırıcı ve etkin koruyucu tedbirler içeren yeni bir düzenlemenin hayata geçirilmesini talep ediyor. Aksi takdirde, Türkiye'de suça sürüklenen çocuk sayısı artmaya ve suç örgütleri güçlenmeye devam edecektir.
#SuçaSürüklenenÇocuklarKavramı #TCK31/1 #CezaiSorumsuzluk #ÇocukÇeteleri #Daltonlar #Kespirler #YasalAçık #AcilDeğişim #ÇocukKoruma #tankutalpaltunsoy #konyaobjektifgazetesi #uyuşturucu #hukuk #savcı #cezauygulanmayançocuklarmafyaolmayolundalar
Tankutalp ALTUNSOY Haberidir...