”Kiros Silindiri” Sosyolog Yasemin Türközü yazdı.
244 okunma

”Kiros Silindiri” Sosyolog Yasemin Türközü yazdı.

''Kiros Silindiri'' Sosyolog Yasemin Türközü yazdı.

ABONE OL
Eylül 11, 2022 10:11
”Kiros Silindiri” Sosyolog Yasemin Türközü yazdı.
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İnsanoğlunun varoluşundan günümüze kadar belki de en çok ihtiyacını hissettiği konulardan biridir haklar kavramı. İnsan hakları denildiğinde de ilk akla gelen Hammurabi kanunları olsa da onun kadar eski onun kadar değerli bir başka tarihi kalıntı da Ahameniş Krallığına aittir.

Ahameniş Kralı Büyük Kiros’un saltanatı, M.Ö.539 yılında Babili ele geçirmesi ile başlar. Ele geçirdikten sonra halkını yeni kuralları ile yönetmek ister. Büyük Kiros bu yeni kuralları, yaklaşık 23 cm uzunluğunda fıçı şeklinde bir silindirin üzerine, Babil çivi yazısı ile Akadca olarak yazdırır. 

Farklı inanışlara ve kültüre sahip bir halkı yönetiyor olmanın zorluğundan olsa gerek; Kiros, herkese karşı adil ve hoş görülü olmayı tercih eder.

Özgür olan halkların çocuklarının hayata bir sıfır önde başladığını düşünürsek o dönem için böyle bir belgenin ne kadar önemli olduğunu dahi iyi anlayabiliriz. 

Büyük Kiros, eşine ender rastlanan bir büyüklük gösterip Babil’den sınır dışı edilen halklara anavatanlarına tekrar dönebileceklerini, herkesin kendi dinini seçmede ve ibadet şeklinde özgürlüğe sahip olacağını söyler. Din ve inanç özgürlüğünün yanı sıra ekonomik özgürlüklere ve ırksal eşitliğe de önem verir. En önemlisi ise Kiros, kadınları ve köleleri de birey olarak görür ve verdiği haklardan istifade etmelerini sağlar. Ve bu hakları silindirin üzerine çivi yazısı ile yazdırır. 

Daha sonra ise silindir Babil’in yeniden inşası sırasında şehrin surlarının içine gömülür. Amacı bir imparatorluğun temellerinde halkın mutluluğunun olması gerekliliğini düşünmesinden midir bilinmez ama insan haklarına vurgu yapması, silindiri günümüzde de halen geçerliliğini koruyan fikirlerinden dolayı önemli hale getirir. 

Barış, adalet ve hoşgörü ile imtihanı hiçbir zaman bitmemiş olan Ortadoğu topraklarının böyle bir tarihi mirasa sahip olması da oldukça ironik.

İnsan Hakları demişken Modern insan haklarının kurucu babası olarak kabul edilen John Locke’u da burada anmadan geçmek olmaz.

Hiç kimsenin ırkı ve inanışı nedeni ile yargılanmadığı, tüm insanların eşit hak ve özgürlüklere sahip olabilecekleri bir dünya dileğiyle… 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r