Çalıştığımız kurum özelleşince bizi de erkenden emekli ettiler. Zorunlu olarak erkenden de emekli olunca evde duramıyoruz, bir iş güç de ayarlayamadık. Geriye evimizin yakınındaki bir iş merkezi altında bulunan çay ocağında zaman geçirmek kaldı.
O çay ocağı işletmecisi ve müdavimleri de kafa dengi olunca öğleden sonralarımızı orada geçirme şansı yakaladık.
Çay ocağımıza her kesimden arkadaş gelmekte; emekli olanı, hala çalışmaya devam edeni, öğretmeni askeri falan.
Müdavimler kafa dengi olunca sohbet konularımız o ana ve günlük olaylara göre değişiklik gösterse de kısa zamanda siyasete dönüveriyor.
Elbette bulunduğumuz yer iş merkezi çay ocağı olunca, gelip geçici kişiler de çay içmek için orada bulunuyorlar ve ara sıra bizim sohbete katıldıkları oluyor.
Kendi aramızda sıkı bir siyasi sohbet sırasında yan masada oturan bir arkadaş, “Kusura bakmayın, sohbetiniz çok güzel ve ben de kulak misafiri oldum, bir şey söylemek istiyorum izniniz olursa.” dedi. Biz de “Elbette buyurun söyleyin.” dedik.
“Seçim zamanına çok az bir zaman kaldı, iktidar partilerinden kimse ortalıkta görünmüyor, ama işin ilginci, muhalefet yani Millet İttifak’ından da (genel merkezdekilerden başka) il ve ilçe örgütlerinden kimseler de ortalıkta görünmüyor. Şu zamanda onları her yerde görmemiz gerekirken kimsecikler yok.”
O arkadaş çok haklıydı, her ne kadar kendi aramızda bu konuları da konuşup benzer eleştirileri yapmış olsak da dışımızdan birilerinin de benzer görüşte olması haklılığımızı göstermiş oldu.
Seçime çok kısa bir zaman kalmışken, Millet İttifakı partilerinin il ve ilçe örgütlerini sadece sınırlı salon toplantılarında, yemeklerde ve gecelerden başka yerde görmüyoruz.
Ülkede ve ilimizde onca sorun varken, belediyelerimizde neler olup bitiyor millet merak ederken, geçen sene ödediğimiz su faturası bugün %100’ü aşmışken, hiçbir ses ve tepki görmüyoruz.
Millet İttifakı’na ait partilerin genel merkez yöneticileri il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle dolaşıp halkı dinliyor, dertlerini yüz yüze görüşüp öğreniyor ve onlarla kucaklaşıyor ama gelin görün ki, aynı partilere ait il ve ilçe örgütleri oturdukları yerde genel merkezin rüzgarı ile idare ediyor.
Bazı bisiklet sürücüleri uzun sürüşlerde büyük araçların arkasına takılıp onların rüzgarı sayesinde fazla pedal çevirmeden yolculuk ederlerdi, il ve ilçe örgütlerinin şu anki durumunu görünce hep aklıma o bisiklet sürücüleri gelir.
Çay ocağı sohbetlerimizde genel görüş, şu anki ortamın (iktidar partilerinin gelinen sosyo-ekonomik sıkıntılar nedeniyle sokağa çıkamayışı), muhalefet partisine ait il ilçe örgütleri için çok elverişli olduğu yönünde.
Her gün sokakta, esnaflarla, sivil toplumla, kahvehanelerde, gençlerle bir araya gelip onların sorununu dinleyip, çözümü için hazır olduklarını anlatmaları gerekmektedir.
Hatta, benim görüşüme göre, olabildiğince Millet İttifakı partilerinin il ilçe yöneticileri halkın karşısına birlikte çıkıp, birlik ve beraberlik görüntüsü ve gelecek için güvence biziz mesajını vermesi gerekir. Şu anki iktidar ve belediyelerinin yanlış politikaları hakkında halkı bilgilendirip, yapılan her yanlışın hesabının sorulacağının güvencesini pekiştirmeleri gerekir.
Zaman sen ben zamanı değil, parti ve bireysel çıkar gözetme zamanı değil; sorun ülkemizin geleceği, gençlerimizin geleceği sorunudur. O nedenle ülkemizin geleceğini düşünen herkes güzel geleceği kurmak için üzerine düşen her şeyi yapmak zorunda.
Hoşa kalın!
Gazeteci Yazar Ömer Çataltepe
GÜNDEM
16 saat önceGÜNDEM
21 saat önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceDÜNYADAN HABERLER
4 gün önceGÜNDEM
5 gün önce