UEFA Avrupa Ligi, bu akşam yeniden futbolseverlerle buluşuyor. Avrupa’nın ikinci büyük kupasında sahne alacak 32 takım, bir yandan kıtanın prestijli kupasını kazanmak için yarışacak, bir yandan da ülke puanına katkı sağlamak için sahaya çıkacak. Geçtiğimiz sezon kupayı Atalanta’nın finalde Bayer Leverkusen’i mağlup ederek müzesine götürmesi hâlâ hafızalarda. Özellikle yarı finalde yaşanan dramatik geri dönüşler ve genç oyuncuların öne çıkışı, turnuvanın seyir zevkini bir kez daha gözler önüne sermişti.
Bu yıl ise beklentiler daha da yüksek. İngiliz ve İspanyol temsilcilerinin yanı sıra, Bundesliga ve Serie A’dan güçlü ekipler turnuvada boy gösterecek. Türk futbolu adına ise en büyük umut, Fenerbahçe’nin mücadelesinde yatıyor. Sarı-lacivertliler, uzun süredir Avrupa’da başarıya susamış durumda. Jorge Jesus döneminde yarı final kapısından dönen Fenerbahçe, bu sezon kadrosuna kattığı yıldızlarla gruplardan lider çıkmayı hedefliyor. İlk sınav ise Dinamo Zagreb deplasmanında verilecek. Zorlu bir atmosferde oynanacak bu karşılaşma hem takımın hem de hocanın niyetini açıkça ortaya koyacak.
Avrupa kupalarında temsil gücümüz sadece Fenerbahçe ile sınırlı değil. Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray, kardeş ülke Azerbaycan temsilcisi Karabağ FK ve Kazakistan temsilcisi Kairat Almaty mücadele ederken, Konferans Ligi’nde ise Samsunspor ülkemiz adına turnuvada boy gösterecek. Bu tablo, Türk futbolunun kıtada geniş bir temsiliyet kazandığını gösteriyor. Ancak önemli olan yalnızca katılım değil, alınacak sonuçlar. Zira son yıllarda ülke puanı sıralamasında geriye düşen Türkiye, bu turnuvalarda kazanacağı her puana muhtaç.
Futbolseverler için bir diğer kritik konu da yayınlar. Avrupa Ligi maçlarının yayın hakları Türkiye’de TRT Spor ve TRT 1 ekranlarında olacak. Fenerbahçe’nin Dinamo Zagreb ile oynayacağı karşılaşma da TRT ekranlarından naklen yayınlanacak. Bu yayınların şifresiz olması, futbolseverlerin heyecanı evlerinde, kahvehanelerde ve meydanlarda tek yürek izlemesine olanak tanıyacak.
Hamza TAŞ’ın Notu: Avrupa Serüvenine Dair…
Avrupa kupaları, yalnızca bir futbol mücadelesi değil; bir ülkenin sahada bıraktığı izdir. Geçen yıl yarım kalan hayallerimiz, bu yılın işaret fişeği olmalı. Evet, bu sezona temsilcilerimiz sancılı başladı. Bazıları daha ilk virajda tökezledi, bazıları hayal kırıklığı yaşattı. Lakin Fenerbahçe, Galatasaray, Samsunspor ve diğerleri… Bu uzun serüvende hepsi ayrı bir umut ışığı konumunda.
Ne yazık ki Türk futbolu uzun süredir Avrupa sahnesinde istikrardan uzak. Bir gün seviniyoruz, ertesi gün derin bir hüzne düşüyoruz. Bu döngü, bir milletin futbol coğrafyasına yakışmıyor. Ama inancım odur ki, bu yıl hem sonuçlar ile hem de ruh ile kayda değer bir noktaya ulaşacağız.
Biliyorum, taraftarımız sabırsız; başarı hemen gelsin istiyoruz. Ama unutmayalım ki nice zaferler sabırla, dirayetle, düşe kalka kazanıldı. Fenerbahçe’nin bugün Zagreb’deki mücadelesi sadece bir başlangıç. Belki kolay olmayacak, belki de yine hayal kırıklıkları yaşanacak. Ama bu yolculuk, Türk futbolunun geleceğini şekillendirecek.
Şunu da ayrıca unutmamak gerek: Bir milletin sahadaki temsiliyeti, yalnızca alınan kupalarla değil, o kupalara giderken gösterdiği vakar, sabır ve inançla ölçülür. Bugün umutlarımızı diri tutmak, yarının zaferlerinin ilk adımıdır…
Araştırmacı Gazeteci Yazar Hamza TAŞ
GÜNDEM
7 saat önceGÜNDEM
7 saat önceGÜNDEM
16 saat önceGÜNDEM
17 saat önceGÜNDEM
17 saat önceGÜNDEM
2 gün önceDOĞA HABERLERİ
2 gün önce