Teknik direktör Vincenzo Montella, bu akşam Tiflis’te Gürcistan’la oynanacak karşılaşma ile başlayacak 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri için gençlerin enerjisiyle tecrübeyi harmanlayan bir 26 kişilik kadro belirledi. Kalede Uğurcan Çakır, Altay Bayındır gibi isimlerle güvenli bir seçenek, defansta Abdülkerim Bardakcı, Çağlar Söyüncü gibi tecrübeli isimler yer alıyor. Orta sahada Hakan Çalhanoğlu ve Kaan Ayhan ikilisi köprü görevi üstlenirken; forvette Arda Güler, Kerem Aktürkoğlu gibi genç skorerler ağırlık kazanıyor. Bu yapı, milli takımda yeni bir rüzgâr estirmenin sinyalini veriyor.
Bu akşam saat 19.00’da başlayacak olan Gürcistan-Türkiye maçı, Boris Paichadze Ulusal Stadyumu’nda oynanacak. Bu zorlu deplasmanda ilk sınav, hem mental hem fiziksel bir kıyasıya rekabet anlamına geliyor. Türkiye’nin ekibi gözünü galibiyete dikmiş durumda; ama mutlaka milli konsantrasyonun sahada sürekliliği gerekiyor.
Bu mücadele sonrasında Ay-Yıldızlılarımız, 7 Eylül’de İspanya’ya karşı Medaş Konya Büyükşehir Stadyumu’nda sahaya çıkacak. Saat 21.45’te başlayacak bu karşılaşma, yalnızca zorlu bir rakiple değil; geçmiş başarılarla dolu bir şehirle de buluşma olacak. Konya’nın millî takımla kurduğu bağ yalnızca bugünün değil, geçmişin de mirası. Ay-yıldızlılar, bu statta yıllar içinde unutulmaz sonuçlara imza atarak “Konya uğurludur” algısını pekiştirdi; yerel basın ve şehir hafızası, Hollanda, Fransa ve İzlanda zaferlerinden Letonya beraberliğine uzanan geniş bir anı defterini saklıyor. Bu istatistikler ve hatıralar, İspanya gibi dev bir rakibe karşı dahi tribünlerdeki inancı besleyen en güçlü dayanak.
İspanya maçıyla birlikte millî takım bir kez daha Konya’ya geliyor ve şehir adeta bir millî şölen için hazırlanıyor. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, “Geçmişte de millî takımımız Konya’da çok önemli maçlar yaptı ve önemli başarılar elde etti; stadın uğurlu olduğuna inanılıyor” diyerek hem şehrin inancını hem de hazırlıkların titizlikle yürütüldüğünü paylaştı. Çim bakımı, aydınlatma ve çevre düzenlemeleri dahil tüm detaylar için ekipler seferber durumda. Başkan Altay ayrıca taraftarı şehre erken gelmeye, Konya’nın lezzetlerini ve misafirperverliğini deneyimlemeye davet etti. Bu, bir maç gününden fazlası; şehrin millî kimliğe ev sahipliği yapma biçimi.
Sonuç olarak bu iki maçlık kritik ara, milli takımın yalnızca yürüdüğü değil yön bulduğu bir yolculuk olarak tanımlanmalı. Gürcistan’da sahada nasıl direneceği, Konya’da İspanya gibi dev bir rakibe karşı nasıl duracağı, hem teknik kadro stratejisiyle hem mental dayanıklılıkla ölçülecek. Genç skorerlerin, tecrübeli kaptanların önderliğinde bu süreç, daha önce sahada görünmesi imkansız zafer tablolarını yeniden yazmak için bir fırsat olmalı.
Hamza TAŞ’ın Notu: Bir Formanın Gölgesinde Saklı Kardeşlik…
Millî forma, kulüp aidiyetlerini aşan, geçmişten bugüne taşınmış ve kulüp renklerinden daha eski, daha büyük bir hatıranın adıdır. Bu toprakların kalbinde tek renk, tek bayrak vardır. Son günlerde dillendirilen kırgınlıklar, dışlamalar ve suskun bakışlar, adı ne olursa olsun ben buna husumet cahilliği diyorum. Çünkü husumet, aklı, yeteneği, neşeyi ve güveni kemirir, kardeşliği unutturur ve en önemlisi birlikte koşmanın coşkusunu köreltir.
Oysa futbol, yalnızca bir oyun değil; birbirine güvenen on bir adamın aynı kalp ritmiyle attığı adımdır. Bir pasın inceliği, bir koşunun azmi, sahadaki kardeşliğin ölçüsüdür. İsimlerin, kulüp renklerinin hiçbir hükmü yoktur millî formanın altında. Orada yalnızca Türkiye vardır.
Bazen bir gönül incinir, bazen bir dostluk gölgelenir; kimin hangi formayı hangi kulüpte giydiği değil, ay-yıldızın göğüste nasıl taşındığı önemlidir. Sahaya çıkan yürekler aynı ezgiyi taşıyorsa, kırgınlıklar da sessizce erir. Bir çocuğu cesaretlendirme arzusuyla omzuna dokunur gibi, bir sevgilinin elini incitmeden tutar gibi aynı rikkatle davranmak, sevgiyle atılan bir bakış hiç kuşkusuz oyunu da hayatı da güzelleştirebilir.
Bizim hikâyemiz, “kim haklı” tartışmasını aşmalı; aynı hedefe aynı hizayla yürümeyi seçmeli. Tam bu noktada yapılması gereken, kırgınlıkları kapının ardında bırakmak, sahada sadece ay-yıldızı taşımak olmalıdır. Çünkü millî takım, bizden aldığı nefesle büyür. Bizler bir gün o zafer geldiğinde gerçekten el ele yürüdüğümüzde; sahadaki oyunun da, kalpteki sevginin de en güzel hâline şahit olacağız.
Yolun sonu inşallah ABD, Kanada ve Meksika üçlüsüne uzanır. Başarılar Bizim Çocuklar…
Araştırmacı Gazeteci Yazar Hamza TAŞ
GÜNDEM
5 saat önceGÜNDEM
5 saat önceGÜNDEM
14 saat önceGÜNDEM
14 saat önceGÜNDEM
15 saat önceGÜNDEM
2 gün önceDOĞA HABERLERİ
2 gün önce