Akıllı telefon bağımlılığı artık sıradan bir kavramdan ziyade zihin yapısında iz bırakan bir epidemi haline geldi. Günlük ortalamada bir kişi, ekranına 3 saniyede bir bakıyor. Bu, yılda 2-4 yıl görsel dikkat süresi anlamına geliyor. Çeşitli araştırmalar, sürekli bildirim takibi, sosyal medya gezintisi ve içerik akışında kaybolmanın dikkat dağınıklığını kalıcı hâle getirdiğini gösteriyor.
Brainrot terimi, bireyin uzun odaklanma yetisini yitirmesi ve zihinsel süreçlerinin dış kaynaklara bağımlı hâle gelmesini tanımlıyor. Teknoloji işlevsel hale gelirken, içsel düşünce süreçleri içsel susturucuya dönüyor. Duygular bizden çok ekranlara danışılır hâle geliyor. Bu, yalnızca dikkat değil; algılama hızı, empati derinliği ve hafıza üzerinde de olumsuz etkiler doğuruyor.
Mobil cihazların sunduğu bildirim, beğeni, etkileşim gibi olgularla bezenmiş sürekli ödüllendirme döngüsü beynin dopamin devrelerini yeniden yapılandırıyor. Bir bildirim geldiğinde kısa süreli dikkat tazeleniyor; fakat bu döngü uzun vadede sürekli kesiğe uğratılmış düşünce zincirleri bırakıyor. Sürekli geçiş davranışı, beyin enerjisinin verimsiz kullanılmasına ve zihinsel yorgunluğa yol açıyor.
Ayrıca, sosyal medya akışları ve artık hayatımızın bir parçası olan kısa ve dikey video içerikleri, sonsuz aşağı kaydırma tasarımıyla bilinçli duraksamayı engelliyor. Kullanıcılar bir video daha diyerek kendilerini saatlerce sarmal içine hapsediyor. Bu süreç, üretkenliği baltalıyor ve gerçek dünyadaki eylemlere vakit bırakmıyor.
İstatistiksel olarak incelediğimizde bir kullanıcı, telefonundaki ekran zamanını günde ortalama 4-5 saate çıkarabiliyor. Ekran süresi analizleri, özellikle gençlerde dikkat eksikliği eğilimlerinin arttığını, IQ test puanlarının düşme eğiliminde olduğunu gösteriyor. Bazı klinik vakalarda ise kronik telefon kullanımı uyku bozuklukları, kaygı artışı ve hatta bilişsel gerilemeye kadar giden sonuçlarla ilişkilendiriliyor. Bu sayılar, teknolojinin durdurulamaz büyüsüne karşı bir alarm gibi çalıyor.
Teknolojiyi tamamen hayatımızdan çıkarmak ne mümkün ne de gerekli. Önemli olan, onu hayatımızın merkezine koymadan, bilinçli bir denge içinde kullanabilmek. Telefon kullanımına sınırlamalar getirmek, ekran süresini azaltmak ve dijital detoks uygulamaları bu dengenin ilk adımları olabilir. Asıl mesele, teknolojiyi bir araç olarak görüp onun hayatımızı kolaylaştırmasına izin vermek; ancak insani duygularımızı, ilişkilerimizi ve gerçek yaşantımızı gölgelememesini sağlamak. Çünkü teknoloji, doğru yerde ve doğru ölçüde kullanıldığında hayatımızı zenginleştirir; fakat onun esiri olduğumuzda en kıymetli hazinemiz olan zamanı bizden çalar.
Hamza TAŞ’ın Notu: Teknolojinin Tefrika Ettiği Ruh…
Bir zamanlar saatlerimizi sokak aralarında top oynayarak, mahalle çeşmesinde su doldururken bekleyerek ya da gün sonunda televizyonun karşısında sevdiğimiz diziyi/çizgi filmi/programı merakla beklerken geçirirdik. Beklemenin, özlemenin, sabretmenin kendine özgü bir lezzeti vardı. Zaman ağır aksak ilerler, her an kendi ağırlığını hissettirirdi. Şimdi ise, elimizdeki telefonlar zamanı hızlandırıyor gibi görünse de aslında sessizce çalıyor bizden.
Teknoloji, bize imkânlar sundu; uzakları yakın etti, bir tuşla koca kütüphaneleri cebimize sığdırdı. Fakat aynı teknoloji, insana düşünmeyi unutturdu. Brainrot dedikleri kavram, yalnızca zihni değil, ruhu da kemirir hale geldi. İnsan, sürekli akan içeriklerin arasında derinleşemiyor ne bir kitabın satırında ne de bir sohbetin kelimesinde uzun süre kalabiliyor.
Geçmişin dinginliğini, bugünün hızında arıyoruz. Belki de mesele, teknolojiyi şeytanlaştırmak değil; onu kendi hayatımızın efendisi değil, hizmetkârı kılabilmekte. Çünkü insana dair en hakiki şey, hiçbir ekrana sığmaz: bir tebessümün sıcaklığı, bir hatıranın yankısı ya da sevgilinin gözlerine baktığında içini kaplayan huzur…
Akıllara kazınması gereken bir gerçek var; teknoloji bize bir gelecek vadediyor ama o geleceğin içine duygularımızı, sevgimizi, insanlığımızı koyamazsak, elimizde yalnızca soğuk bir ekran ışığı kalır.
Gerçek hayat, parmaklarımızın kaydırdığı ekranda değil; göz göze geldiğimiz anlarda saklıdır.
Araştırmacı Gazeteci Yazar Hamza TAŞ
GÜNDEM
5 saat önceGÜNDEM
6 saat önceGÜNDEM
15 saat önceGÜNDEM
15 saat önceGÜNDEM
16 saat önceGÜNDEM
2 gün önceDOĞA HABERLERİ
2 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.