26 Ekim 2023 Perşembe
''TOPLUMA SAYGILI OLMAK'' Abdurrahman Berkcan yazdı.
''MİLLETİN EFENDİSİ'' Av. Ahmet Tamer yazdı.
''Çiftçinin hali'' Veteriner Hekim Ali Köker yazdı.
''Gençler mutsuz!'' Ayşe BOYACI Yazdı.
''KUL HAKKI MI ? DEDİNİZ...'' Ayşe Yavuz Yazdı.
''Kripto Para Borsası Neden Çöküyor, Kripto Para Neden Düştü, Kripto Borsası Bilinmeyenler''
Cumhur İttifakı ortağı Devlet Bahçeli aylar önce, “Bizim Cumhurbaşkanı adayımız Sn. Erdoğan’dır” dedi.
Bu açıklamanın ardından gözler uzun zamandır erken seçim isteyen ve bunu her ortamda dillendiren Millet İttifakı ortakları ve muhalefet partilerine çevrildi.
Acaba muhalefetin adayı kim olacaktı?
Potansiyel adaylar arasında, Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, yerel seçimlerdeki ve başkanlıktaki performanslarıyla halkın güven ve sevgisini kazanan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimleri hemen gündeme geldi. Özellikle iki belediye başkanının ismi sosyal medyada çok öne çıkmaya başladı.
Meral Akşener ortada kendi ismi de dolaşmaya başlayınca “Ben Başbakanlığa adayım, kesinlikle cumhurbaşkanı adayı olmayacağım.” diyerek kendisiyle ilgili tüm tartışmaların önünü kesti.
Sosyal medyada Millet İttifakı isimleri dolaşmaya başlayınca iktidar tarafından da Millet İttifakı’na “Sizin başkan adayınız kim?” soruları sorulmaya başlandı. Sorular karşısında muhalefet hemen, “Alın erken seçim kararını biz de adayımızı açıklayalım.” yanıtını verdi.
İktidar tarafından muhalefete “Adayını açıkla!” baskısı artarak sürdükçe muhalefet de erken seçim yanıtıyla karşılık vermeye devam etti.
İktidar Millet ittifakında çatlak oluşturmak için Cumhurbaşkanı adayı üzerinden baskı yapmaya devam ettikçe muhalefet adayını açıklamamakta ısrar etmeye devam ediyor ve karşılığında erken seçim isteğini dillendirmeye devam ediyor.
Peki; Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayını açıklamaması doğru bir hamle mi?
Yoksa iktidarın iddia ettiği gibi gerçekten Millet İttifakı daha bir aday bile çıkarabilecek kapasiteye sahip değiller mi? Ya da birbirine benzemez altı parti bir aday çıkarmakta bile anlaşamıyorlar mıydı?
Muhalefet iktidarın adayını açıkla baskısına “Şimdiden açıkladığımızda iktidar hemen yıpratma çalışmasına başlar.” diyerek haklı bir çekince de koyuyor. Ama iktidar muhalefetin bu çekincesine “Neden adayınızın yıpratılacağını düşünüyorsunuz ki, yoksa adayınızın çekinecek bir yanı mı var?” sorusuyla karşılık veriyor.
Aslına bakarsanız iktidarın bu sorusu pek de mantıksız sayılmaz. Adayın çekineceği bir geçmişi yoksa neden yıpransın ki?
Normal demokratik işleyişi olan ülkeler için yerinde bir soru; çekineceği bir şeyi olmayan kişi neden çekinecek?
Ama son yıllarda bu normallik bizim ülkemiz için geçerli mi? Bunun öyle olmadığını son yerel seçimlerde (özellikle Ankara seçimleri için) gördük.
Bu yazıda yerel seçimlerde, Millet İttifakı adayları için neler söylendi, neler yazıldı, zamanınızı almamak için yazmayacağım, zaten iyi niyetle gündemi takip edenler tüm olanları biliyor.
Millet İttifakı adayını açıklamıyor çünkü yıpratılmasının yanı sıra, ittifakın gelecek için planlarının ve projelerinin neler olduğunun konuşulmasını ve gündemde ittifakın olmasını istiyorlar.
Çünkü, biliyorlar ki iktidar elindeki medya gücü ile gerçekten açıklanan adayı yıpratmak için her şeyi yapar. Hakkında söylenen her şey gündemi aday üzerine yoğunlaştırır ve böylece aylarca sürecek tartışmalara neden olur.
Bu yönlendirici tartışmalar sırasında Millet İttifakı, adayını savunsa kendisini, plan ve projelerinin seçmene anlatılmasını engeller, savunma yerine sessiz kalsa bu sefer de adayı hakkında söylenenleri kabullenmiş olur.
Görünen o ki seçim tarihi belli oluncaya kadar Millet İttifakı bileşenleri Cumhurbaşkanı adaylarını açıklamamaya kararlı. Elbette bunun karşılığı olarak Cumhur İttifakı da Millet İttifakı’nı adaylarını açıklamaya zorlamakta kararlı olacak gibiler.
Bizler de kendi aramızda olası adaylar hakkında yorumlar yapıp “En iyi aday benim düşündüğüm adaydır.” diye tatlı tatlı tartışmaları yapmaya devam edeceğiz.
Hoşçakalın.