Yudum ACAR

Yudum ACAR

24 Ekim 2022 Pazartesi

”Hırsızın hiç mi suçu yok!” Sosyolog Yudum Özmen Acar Yazdı.

”Hırsızın hiç mi suçu yok!” Sosyolog Yudum Özmen Acar Yazdı.
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İçinde olduğumuz son bir senede asayiş olaylarından olan hırsızlık yine içinde bulunduğumuz kent olan Konyada 270 kat artmış. Elbette önceden de hırsızlık olayları olurdu lakin bu kadar çok değil. Hırsızlığı meslek haline getirmiş bir kaç kişiden fazlası olmadığı için hırsızlık vakası olduğunda hemen bilinir, alınır, sorgulanır ve gereken yapılırdı. Şimdi vatandaş arkasını dönse bisikleti, bebek arabası, aracının içinde değerli ne varsa, ev içinde ki bakır kablolara kadar çalınıyor…

İşin can alıcı noktası ise şu, yakalanan zanlıların bir çoğunun ilk veya ikinci hırsızlığı… Yani vatandaş iş bulup ailesini geçindiremeyince hırsızlığa yöneldiğini söylüyor. Yine yapılan sosyolojik araştırmalarda bir çok zanlının bağımlı olduğu anlaşılıyor!

Bağımlıların bir çoğu daha sonra farklı asayiş olaylarına da katılıyorlar örneğin gasp cinayet vs. bir çoğuda daha genç yaşta maalesef.

Yabancı uyruklu zanlılarında hatırı sayılır seviyede sayıları fazla…

Sadece hırsızlık olayını işlediğimiz yazıda okuyuculara sesleniyorum, etrafınıza bir bakın haftada veya günde kaç hırsızlık olayı ile karşılaşıyorsunuz, ondan sonra yazım sizlerde netlik kazanır, kafanızda oturur.

Geçenlerde bir arkadaşım lüks bir semtte misafirliğe katılmış evine ev sahibinin terliği ile dönmüş, ilk duyunca komik ama maalesef durum bu, kapıda tüm ayakkabılar toplanmış ve çalınmış…

Yani demem o ki kriz var ve toplumsal suçlarda oldukça etkin.

Bir sonraki yazımda görüşene kadar esen kalın sevgili okuyucular.

Yudum Özmen Acar Sosyolog

Devamını Oku

”Kültürel Farklılıklar.” Gazeteci yazar Yudum ACAR yazdı.

”Kültürel Farklılıklar.” Gazeteci yazar Yudum ACAR yazdı.
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Eski çağlarda insanoğlunun hayatta kalmasını sağlayan neydi?

Oysaki bir kedi veya köpek dahi bir insandan hızlı koşar. Pençeleri ile avını yakalayamaz ya da postu yok ki onu kış günlerinde soğuktan korusun.

Kültür dediğimiz şey işte tam da buradan şekillenmeye başlar.

 İnsanın biyolojik olarak bu kadar zayıf ve yetersiz iken, hayatta kalıp türünün devamını sağlayabilmesinin tek nedenidir. Kültür, en genel tanımı ile insanın doğa dışında yarattığı ve ona eklediği maddi ve manevi her şeydir.

İnsanoğlu koşmaya gerek görmeden nasıl avını yakalayabileceğini, postu yokken dış etkilerden nasıl korunabileceğini öğrenip, bunu gelecek nesillere aktarıp, üzerine daha fazlasını koyarak kültürünü oluşturur. Gelenekler, çocukları yetiştirme tarzımız hepsi de kültürümüzün bir parçasıdır.  Üzerimize giydiklerimiz, dilimiz, beslenme şeklimiz, inanışlarımız, barınma şeklimiz, teknolojimiz hepsi ve daha fazlası.

 Ekvatordan kutuplara kadar her bölgede yaşayabilen insanın dolayısı ile ihtiyaçları ve kültürü de birbirinden farklılık göstermektedir. İnsanların sorun çözebilme yetisi ve çevreye göre uyarlanabilmesi bu farklılıkları beraberinde getirmiştir. Sıcak yerlerde yaşayan insanları ince kıyafetler seçip, soğuk yerlerde yaşayan insanlarının kalın giyinmesi gibi. Ya da Eskimoların temel besin kaynaklarından birinin balinalar olması gibi.

Dolayısı ile bir kültürde doğru olan bir davranışın bize yanlış gelmesi olağandır. Çünkü inançlarımız değerlerimiz hepsi birbirinden farklıdır. Fakat bu bize diğer kültürleri yargılama hakkı vermez. Ya da bir kültürü anlamaya çalışırken, kendi kültürümüzü temel almak yapılabilecek en temel yanlışlardan biridir. Her topluluğu kendi kültürü içinde değerlendirmek daha doğru olacaktır.

Unutmayalım ki dünyadaki hiçbir toplumun birbirine üstünlüğü yoktur sadece kültürel farklılıklar vardır. 

Sevgilerle.

Gazeteci Yazar yudum ACAR

Devamını Oku