“1919 senesi Mayıs’ının 19. günü Samsun’a çıktım.” Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’a bu sözlerle başlar.
Atatürk’ün doğum tarihini 19 Mayıs olarak belirtmiş olması tamamen Milli Mücadele’ye ve Milli Mücadele’de Samsun’un önemine yapmak istediği vurgudan kaynaklanmaktadır. Samsun, onun için ilk adımdır. Bağımsızlığa giden, Cumhuriyet’e giden yol için atılan ilk adım…
Falih Rıfkı Atay Atatürk’ün Anıları kitabında der:
“-Paşa, Paşa!… Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin! Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir (bu bir tarih kitabıdır)! Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir…Paşa, Paşa…Devleti kurtarabilirsin!…
Bu sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor?… O Vahdettin ki… bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur? Aldatıldığını mı anlamıştı? Fakat, böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim:
-Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür ederim…Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz…
Atatürk bu konuşmada planlarının sezilmiş olabileceği duygusuna kapılmıştı ama onu bekleyen ve ona güvenen bir “Türk Milleti” vardı. Diye anlatır kurtuluş mücadelesinin başlangıcını.
Yıllardır Padişah Vahdettin ile Mustafa Kemal arasında geçen bu konuşma nedeniyle Atatürk karşıtları; kurtuluş savaşının aslında padişahın emriyle başlatıldığını iddia ederler.
Oysa gerçek hiç de öyle değildir. Vahdettin’in kurtulmasını istediği devlet, işgalden geriye kalan kendi saltanatıdır.
İşgal altındaki illerde küçük yerel çeteler işgalcilere direnmeye başlamış, bu durum işgal kuvvetlerinde sıkıntıya neden olmuş ve o nedenle işgalciler padişahtan bu direnişleri engellemesini istemişlerdir.
Padişah da bu nedenle daha önce Çanakkale’deki kahramanlıkları nedeniyle yeteneklerine güvendiği Mustafa Kemal’i Karadeniz illerindeki işgale direnen çeteleri etkisiz hale getirip asayişi sağlaması için seçmiş ve görevlendirmişti.
Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi.
Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir kapıydı. İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkarmışlardı. Buna tepki olarak Türk Makinalı Tüfek Birliği’nden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silahlandığı konusundaki şikayetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi. (Sabahattin Selek Anadolu İhtilali adlı eserinde Samsun’daki durumu böyle özetlemektedir.)
Bu kumandan Mustafa Kemal Atatürk’tü ve Atatürk, uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor; bir şeyler yapmak için Anadolu’ya geçmek istiyordu.
İstanbul’u kuşatmış işgal kuvvetleri için; “Geldikleri gibi giderler.” diyen ve bunu başarmak için aylardır çalışmalar yapan bir asker için padişahın bu görevlendirmesi bulunmaz fırsattı.
Mustafa Kemal “Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum” derken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurtuluşun başlangıcı olan 19 Mayıs’ı Cumhuriyet’in ilanından sonra gençlere armağan etmesinin önemi de buradadır, çünkü 19 Mayıs ülkenin kurtuluşu için bir başlangıçtır ve gençler bir ülkenin geleceğidir.
Mutlu bayramlar.
GAZETECİ YAZAR ÖMER ÇATALTEPE
EKONOMİ
6 saat önceGÜNDEM
6 saat önceGÜNDEM
6 saat önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
4 gün önceGÜNDEM
4 gün önce