Sevgili öğrenciler, yıllar önce teknoloji bu kadar ileri değilken sizlerin şu anda okula giderken giydiğiniz okul formaları yerine bir zamanlar bizim giydiğimiz kara önlüklerimiz, beyaz (ak) yakalarımız vardı. Sizlerin şu anda okullarınızda kullandığınız akıllı tahta ( e-tahta, e-board, s mart board ) yerine bizlerin sınıflarında KARA TAHTA vardı. Kara tahtalar zamanla yeşil oldu ama adı gene de kara tahtaydı. Sizlerin akıllı tahtaları, akıllı telefonları yerine kara tahta üzerine yazarken bazen gıcırtılı sesler çıkartsa da inci gibi bembeyaz yazılar yazdığımız AK TEBEŞİRLERİMİZ vardı. Yani parmaklarımızla tıklatmaz kara tahta üzerine ak tebeşirlerle yazardık. Renkli boya kalemlerimiz gibi renkli tebeşirlerimiz de vardı. Önemli konuları belirtmekte, oklar çizmekte, süsler yapmakta kullanırdık. Tahtamızı sil tuşu ile temizlemezdik. Hatalı yazılarımızı silen, tahtamızı temizleyen keçeden yapılmış tahta silgilerimiz vardı. Ellerimiz üstümüz başımız tebeşir tozu ile bembeyaz olurdu ama yazı yazmaktan zevk alır çok güzel yazılar yazardık. Okulların karatahta, ak tebeşir yıllarında ip ve tebeşir tozları ile kara tahtaya; güzel yazı derslerimizde üzerine temel harflerin kuralları ile yazılışını ve el yazısı yazı yazmak için ve müzik derslerimizde de üzerine nota ve sol anahtarı çizeceğimiz beş çizgi dört aralıktan oluşan porte çizgileri çizerdik. Tahtamız odunsu tahtaydı. Tebeşirlerimiz tozluydu. Tahtayı sildiğimiz zaman saçlarımız, üstümüz başımız bembeyaz tebeşir tozu olurdu. Tahtayı silerken oluşan tebeşir tozlarının biriktiği tahtanın altında bir bölüm bulunurdu. Bu tebeşir tozlarını geri dönüşümde tekrar kullanırdık ve öğrencilerimize de geri dönüşüm bilinci aşılardık. Iki kişi eline tahta boyutunda bir çuval ipi ve ya benzeri bir ip alır bu ipi tebeşir tozuna bulardı. Tebeşir tozu yoksa tebeşiri ipin her tarafına sürte sürte tebeşir tozuna boyardık. Sonra iki kisi ipi tahta boyunda gergince tutar, üçüncü kişi de gergin ipin ortasından iki parmağı ile hafifçe kaldırır bırakırdı. Çıt diye bir ses duyulurdu. Sonra ipi gergin tutan iki kişi ipi kaldırır ikinci, üçüncü çizgilere geçerdi…Bu çizgilerin üzerine ne güzel itina ile güzel yazılar yazar, porteler çizerdik. Nerden nereye….Ne güzel yıllardı…Öğretmenler tüm ders araç gereçlerini öğrencileri ile birlikte hazırlardı. Öğrenciler de severek eğitime, derse katılırlar, arkadaşları, öğretmenleri ile birlikte çalışmaktan, işbirliği yapmaktan zevk alırlardı. Bu çalışmalarla da öğrencilere işbirlikli öğrenme kültürü de verilmiş olurdu. O yıllarda öğretmenlikte öğrencilikte çok güzeldi. Şimdiki gibi bilgileri bir tuşla arayıp bulmaz ve kopyala yapıştır yapmazdık sevgili öğrenciler…. Zamanla kara tahtalarımız ak tahta oldu, tebeşirlerimiz tahta kaleme dönüştü. Elektronik çağın gereği olarak da akıllı tahta, akıllı tablet, akıllı telefonlar, bilgisayarlar kara tahtamızın, ak tebeşirlerimizin yerini aldı.
Sevgili öğrenciler bizler yıllar önce mutlu huzurlu çocuklardık. Kara tahta, ak tebeşirlerle, dirsek dirseğe üç kişilik sıralarda otururduk. İdealist, aydın öğretmenlerimiz vardı. Elleri tebeşir kokardı ama karanlığa ışık saçan elleri öpülesi ögretmenler…
Sevgili veliler, İngiltere’de kara tahta, ak tebeşir yeniden uygulanmış, uygulanması öğrencilerin notlarını artırmış. Teknolojinin ilerlemesine rağmen Harvard Üniversitesinde kara tahta ak tebeşirle ders işlemiyormuş..
SÖZÜN ÖZÜ: Teknoloji de ilerlese, uzay çağı da olsa teknolojiden yararlanalım ama tebeşirlerimize sahip çıkalım. Tebeşir varsa kalem de vardır, akıl da vardır.
EMEKLİ ÖĞRETMEN YAŞEN ARISOY
GÜNDEM
4 saat önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
2 gün önce