ENFLASYON VE HAYAT PAHALILIĞI
1924 (%10), 1925 (%12.4), 1926 (%-8.5), 1927 (%2.2), 1928 (%-0.1), 1929 (%4.5), 1930 (%-25.4), 1931 (%19), 1932 (%-5.7), 1933 (%-15.9), 1934 (%0.5), 1935 (%11.1), 1936 (%5), 1937 (%5), 1938 (%-4.2)
Yukarıdaki rakamlar bitmiş tükenmiş bir imparatorluktan, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bir kurtuluş savaşından çıkmış, yokluk ve yoksunlukla boğuşan bir ülkenin o yıllardaki enflasyon rakamlarını göstermektedir.
Peki enflasyon nedir?
Enflasyon; fiyatlar genel düzeyinin süreklilik gösterir biçimde artması demektir.
Enflasyonla hayat pahalılığı aynı şey değildir. Enflasyon olan yerde ille de hayat pahalılığı olacak diye bir zorunluluk yoktur.
Hayat pahalılığı; bir ülkede enflasyon, gelir artışından daha hızlıysa orada hayat pahalılığı var demektir. Diyelim ki yıllık enflasyon oranı yüzde 80 iken o ülkede çalışanların ücret gelirleri yıllık olarak yüzde 50 artmışsa o ülkenin çalışanlarının satın alma güçleri 30 puan geri gitmiş demektir. İşte bu durum hayat pahalılığını gösterir. Bu ülkede eğer gelirler de yüzde 80 artmış olsaydı enflasyon olacak ama hayat pahalılığı olmayacaktı. Hayat pahalılığını ölçmenin en kestirme yolu ekonomide yıllık kişi başına gelirdeki (cari fiyatlarla GSYH / Ülke nüfusu) artışı yıllık enflasyonla karşılaştırmaktır.
Fiyat pahalılığı, enflasyon ve hayat pahalılığı kavramları genellikle birbirinin yerine kullanılsa da aslında farklı anlamlara gelirler. Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin sürekli olarak artması anlamına gelirken, fiyat pahalılığı, bir malın veya mal ve hizmet sepetinin bir defa artış göstermesi olarak tanımlanır. Hayat pahalılığı ise enflasyonun, gelir artışından daha hızlı olduğu durumlarda ortaya çıkar.
Fiyat pahalılığının insan hayatını etkilemesi çeşitli yönlerde olabilir:
Ülkemiz uzun yıllardır enflasyonla mücadele ediyor, elbette bu enflasyon iktidarların yanlış ekonomi ve tercih politikaları nedeniyle olsa da dünya genelinde yaşanan etkileri de göz ardı edemeyiz.
Bugüne göre o dönemlerin farkı, çalışanların gelirleri de olabildiğince enflasyon değerinde artış göstermesi sonucu alım gücünde fazla bir eksilme olmayışı ve öyle olunca da hayat pahalılığı bugün olduğu gibi katlanılmaz düzeye yükselmemesidir.
Çalışan ve emekliler o yıllarda ev ve araba alma hayali kurabiliyorlarken bugün kiralık bir evde oturabilmenin derdine düşmüş durumdalar, hatta kahvaltıya bir dilim peynir nasıl koyabilirim arayışı içindeler.
Fiyat pahalılığına karşı alınacak önlemler, enflasyonun kontrol altında tutulması ve gelir adaletinin sağlanmasıyla yakından ilişkilidir. Ekonomi politikaları ve yönetimleri, fiyat istikrarını ve ekonomik dengeyi sağlamak için fiyat pahalılığının olumsuz etkilerini azaltmayı amaçlar.
Amaçlar ama ne yazık ki halk yakın bir gelecekte bu amaca uygun bir umut ve çalışma görmemekte.
Hoşça kalın.
GÜNDEM
14 saat önceGÜNDEM
20 saat önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceDÜNYADAN HABERLER
4 gün önceGÜNDEM
5 gün önce