Gazeteci Ömer ÇATALTEPE Yazdı: ”SIĞINMACI SORUNU”
11 yıl önce Suriye devleti ile devletimiz adeta iki devlet bir millet havasında idi. Suriye başkanı Esad ile başbakanımız Erdoğan yediği içtiği ayrı gitmeyen sokak komşusu gibi sımsıkı, samimi bir ilişki içindeydi. Karşılıklı gidip gelmeler, birlikte deniz tatilleri, hatta ülkeler arası bakanlar kurulu toplantıları bile düzenlenir durumdaydı.
Suriye Devlet Başkanı Esad o zamanlar “Kardeşim Esad’dı”.
Ne zaman ki Arap Baharı ve BOP denen bir emperyal proje gündeme geldi sonrasında başbakanımız o BOP’un Eş başkanı olduğunu açıkladı, Suriye ile aramızda her şey değişti.
BOP Eş başkanı olan başbakanımıza göre; kardeşim Esad bir anda Esed’e dönüştü, halkına işkenceler eden, katliamlar yapan bir diktatör oldu.
Suriye iç savaşa sürüklenirken, milyonlarca Suriyeli elini kolunu sallayarak sınırımızdan hiçbir kontrol olmadan girmeye başladı.
Gelen milyonlarca Suriyeli hiçbir kontrolden, hiçbir kayda girmeden tüm yurda dağıldılar.
Suriye’den gelenler kontrol dışı olduğundan, içlerinde gerçekten iç savaş mağdurları mı yoksa aynı zamanda teröristler de var mı bilinmiyor.
Ülkenin her yanına dağılan sığınmacılar aynı zamanda kıyı kentlerimizden kaçak olarak deniz yolu ile Avrupa ülkelerine gidebilmek uğruna simsarların eline düşüp uyduruk tekne ve botlarla çıktıkları umut yolculuğunda çoluk çocuk hayatlarını kaybetmeye başladı.
Sığınmacıların kontrolsüz olarak artması sonucu, ev kiraları yükselmeye başladı. Ucuz işçilik için sığınmacılar bulunmaz nimetti, bu da zaten yüksek olan işsizliğin daha da yükselmesine neden oldu.
Sahillerimiz resmen sığınmacılar tarafından istila edilmiş gibi. Özellikle Suriye’ye sınır illerimizde sığınmacı nüfusu kendi vatandaşımızdan fazla duruma gelir oldu. Sığınmacı sorunu o kadar arttı ki ülkenin demografik yapısı bozulma tehlikesiyle karşı karşıya. Belki de önlem alınmazsa yakın bir gelecekte bazı illerimizde Suriye uyruklu belediye başkanlarımız bile olabilir.
Suriyeli sığınmacılar sorunu hızla devam ederken bir de Afganistanlı sığınmacı sorunu başladı, Taliban’dan “kaçan” Afganlar da tıpkı Suriyeli sığınmacılar gibi kontrolsüz bir şekilde ülkenin her yanına dağıldı. Sığınmacılar o kadar arttı ki polisiye olaylar yoğunlaşmaya başladı.
Tacizler, tecavüzler, insan kaçırmalar ve fuhuş olayları hep sığınmacılarla anılmaya başladı.
Avrupa Birliği ülkeleri kendi ülkelerine gelebilecek sığınmacıları engellemek için ülkemizi bir tampon gibi (belli bir ücret karşılığı) kullanmaya başladı.
Her geçen gün artan ekonomik sıkıntılara bir de hükümetin açıklamasına göre sığınmacılara harcanan 40 milyar dolar eklenince, ülkede ekonomiyi içinden çıkılmaz bir krizin içine soktu.
Bu sığınmacı sorunu (bir iktidar değişimi olmazsa) dış politika yanlışları nedeniyle daha uzun zaman artarak sürecek gibi görünüyor.
Hoşça kalın.
Gazeteci yazar Ömer ÇATALTEPE
EKONOMİ
6 saat önceGÜNDEM
6 saat önceGÜNDEM
6 saat önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
4 gün önceGÜNDEM
4 gün önce