Ticaret lisesi ve İki yıllık Meslek yüksek okulu Muhasebe bölümü derslerinde öğrencilere öğretilen bir konu da “Sebepsiz Zenginleşme konusudur.
”Bir kimsenin mal varlığında haklı bir nedene dayanmaksızın ,başkasının zararına meydana gelen zenginleşmedir, denerek açıklaması yapılır.
Cumhur Başkanı Sayın: Recep Tayip Erdoğan Ülkemizde Milyoner sayısının artışı ile Ekonominin yükseldiğini söyleyerek Ekonominin iyiye gittiğini Türk Milletine anlatır durur. Neden?
Ülkemizde bu kadar zenginleşme var iken Türk Milletinin cebine giren para eksilir. Neden?
Alım gücümüz her bir yıl öncesinden daha vahim duruma gelir? Ülkemiz de ;neden? sürekli geçim derdi konuşulur durur. Emeklisi ,memuru, işçisi, selbest çalışanı Neden pahalılıktan ,geçim derdinden şikayet eder.
Bunun iki önemli nedeni vardır.
1-Üretim nüfus sayımızın altında yapılmaktadır. Bu nedenle üretilen mallar fahiş fiyata satılmaktadır.
2-İş adamları üretmekten vazgeçmiş kolay para kazanmanın yolunu tercih etmişlerdir. Varlıklarını Dolar ve değerli kağıtlara yatırmaktadırlar.
İnsanların yaşadıkları bu süreç ne yazık ki tek bir nedene bağlı değildir. Zincirin halkası gibi birbirine bağlıdır. Bu yüzden demokrasilerde sicimler yapılır. Bu seçimlerde insanlar kendileri adına kararlar alacak yöneticileri belirler. Yöneticiler topladıkları vergileri; kalkınma planları hazırlayarak ;halkının refah ve mutlu bir yaşam içinde bulunmalarını temin etmek için çalışmalar yapar, politikalar üretirler.
Demokrasi de seçimler bu yüzden çok önemlidir. Verilen oylar “namus “oyudur.
Bugün geldiğimiz nokta da artık insanlarımızın refah içinde yaşama şansının olmadığı gibi ne yazık ki zorunlu ihtiyaçları olan; et, süt, ekmek, soğan, patates vs. gibi zorunlu gıdalara bile yetişemediklerini görmekteyiz. Tarık ülkesi olan Türkiye’nin bugün bu ürünleri neden çok pahalı almak zorunda kaldığını yukarıdaki açıkladığım sebepler içinde arayabilirsiniz.
Verdiğimiz “namus oylarımızın” karşılığında ;güven duyduklarımız ; ne yazık ki yanlış politikalar üreterek ülkeyi Üretmekten çok tüketmeye, yatırımdan çok “sıcak paraya” yöneltmiştir.
Vergilerin bu kadar ağır olması ,girdi maliyet fiyatlarının artışı, teşviklerin yanlış alanlara yapılması ülkenin tarım ülkesinden “ithal eden ülke durumuna getirmiştir.
Ülkenin kaynakları ne yazık ki 80 milyon nüfusa hizmet etmemektedir. Ülkenin kazançlarını zenginler kulübü yerken ,
Orta direk , işçi, emekli, küçük esnaf ne yazık ki üretimden vazgeçen bir Türkiye de alım gücünü kaybetmiştir.
Bir taraf alım gücünü kaybederken diğer kesim nasıl olur da zenginleşmiştir. Bu sebepsiz zenginleşmenin nedenleri araştırılmalıdır.
Halkın alım gücünün artırılması için görevde olan muhteremler kışın turşu yerdik. Paran varsa git 30tl ye 40tl ye domates al ye kardeşim, Demek ki turfanda yiyecek kadar zengin bir ülkeyiz “diyerek Milletin durumu ile alay etmektedir.
Ticaret Lisesinde öğrenim görürken değerli Hulusi Durmaz hocamın söyledikleri aklıma geldi.
”Bakın çocuklar meslek hayatınızda eğer ki çalacaksanız Büyük götürün bana küfrettirmeyin “ büyük çalanı alkışlarlar, küçük çalanı rezil ederler.”
Ayşe Yavuz.
Konya İYİ Parti il başkan yardımcısı
EKONOMİ
24 dakika önceGÜNDEM
44 dakika önceGÜNDEM
56 dakika önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
4 gün önceGÜNDEM
4 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.