BÜYÜK POS VURGUNU: 47 MİLYAR TL’LİK TERÖR FİNANSMANI VE KARA PARA AĞI!
285 okunma

BÜYÜK POS VURGUNU: 47 MİLYAR TL’LİK TERÖR FİNANSMANI VE KARA PARA AĞI!

Savcılık, 60 şüpheli hakkında gözaltı kararı vererek operasyonu başlattı. İş yerleri ve evlerde yapılan aramalarda çok sayıda dijital kanıta el konuldu. Ancak asıl çarpıcı kararlar, mal varlıklarına yönelik oldu. Mahkeme kararıyla tam 255 taşınmaz, 60 araç, 24 şirket hissesi, banka hesapları ve kripto varlıklarına el konuldu. Bu denli büyük bir mal varlığı, suç gelirinin ne kadar büyük olduğunu gözler önüne seriyor.

ABONE OL
Ekim 14, 2025 19:35
BÜYÜK POS VURGUNU: 47 MİLYAR TL’LİK TERÖR FİNANSMANI VE KARA PARA AĞI!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

47 MİLYAR TL’LİK DEV POS VURGUNUNDA SİYASET BAĞLANTILARI ORTAYA ÇIKACAK MI?

İstanbul Laleli’de Ortaya Çıkarılan 47 Milyar Liralık Pos Dolandırıcılığı Skandalı, Kirli Para Aklama Ağının Ne Kadar Derinlere İndiğini Bir Kez Daha Gösterdi.

İstanbul Laleli, uluslararası ticaretin ve ne yazık ki uluslararası kara para trafiğinin de merkezlerinden biri olarak biliniyor. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında ortaya çıkan son tablo, bugüne kadarki en büyük ve en pervasız şebekelerden birinin varlığını kanıtladı. Terörizmin Finansmanının Önlenmesi ve Aklama Suçu Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen operasyonda, dudak uçuklatan bir rakama ulaşıldı: Tam 47 Milyar TL’lik işlem hacmi!

Nasıl Yaptılar? Yabancı Kartlar ve Fatura Maskesi

Şüphelilerin yöntemi, basit ama devasa boyutlara ulaşmış bir dolandırıcılık şemasına dayanıyor. Örgüt, özellikle yabancı bankalara ait kredi kartlarını (çoğunlukla Libya gibi ülkelerin kartlarını) yasa dışı yollarla temin ederek POS cihazları üzerinden sahte alışveriş işlemleri gerçekleştirdi. Bu sahte işlemlerle kartlardan çekilen paralar, anında yurt dışına transfer edilerek aklanıyordu.

Bu kirli işlem hacminden örgütün elde ettiği komisyon geliri ise 1 Milyar 300 Milyon TL olarak belirlendi. Paranın izini kaybettirmek için kullanılan yöntem ise klasik ama yine dev boyutlardaydı: Sahte ‘fatura’ ve ‘defterler’ düzenleyerek bu yasa dışı geliri ticari faaliyet geliri gibi göstermeye çalıştılar.

Bu Pervasızlık İçeriden Desteksiz Yapılamaz!

Soruşturmanın ulaştığı boyutlar ve işlem hacminin büyüklüğü, bu şebekenin sadece sokaktaki birkaç dolandırıcıdan oluşmadığını açıkça gösteriyor. Bir mali suç örgütünün, 47 milyar TL gibi astronomik bir işlem hacmini, uluslararası para transferlerini ve bankacılık sistemlerini bu denli pervasızca kullanabilmesi için mutlaka içeriden bir desteğe sahip olması gerektiği ifade ediliyor. Gerek bankacılık sistemi içinde, gerekse denetleyici ve düzenleyici kurumlarda bazı görevlilerin bu şebekeye göz yumduğu veya bizzat destek olduğu şüphesi kuvvetleniyor.

Operasyonların Ucu Siyasete Dokunacak mı?

Savcılık, 60 şüpheli hakkında gözaltı kararı vererek operasyonu başlattı. İş yerleri ve evlerde yapılan aramalarda çok sayıda dijital kanıta el konuldu. Ancak asıl çarpıcı kararlar, mal varlıklarına yönelik oldu. Mahkeme kararıyla tam 255 taşınmaz, 60 araç, 24 şirket hissesi, banka hesapları ve kripto varlıklarına el konuldu. Bu denli büyük bir mal varlığı, suç gelirinin ne kadar büyük olduğunu gözler önüne seriyor.

Kamuoyu, bu büyük operasyonun sadece alt kademedeki tetikçilerle sınırlı kalmasını kabul etmeyecektir. Bu paranın, komisyonun ve aklama faaliyetlerinin ucunun mutlaka ve er ya da geç siyasete değeceği beklentisi hakimdir. Toplum, bu kirli para çarkını döndüren ve siyasi güçle korunan asıl patronların ortaya çıkarılmasını talep etmektedir.

Kirli Para Çarkı: Yabancı Kartlar ve Sahte Faturalar

Şüphelilerin yöntemi, basit ama devasa boyutlara ulaşmış bir dolandırıcılık şemasına dayanıyor. Örgüt, özellikle yabancı bankalara ait kredi kartlarını (çoğunlukla Libya gibi ülkelerin kartlarını) yasa dışı yollarla temin ederek POS cihazları üzerinden sahte alışveriş işlemleri gerçekleştirdi. Bu sahte işlemlerle kartlardan çekilen paralar, anında yurt dışına transfer edilerek aklanıyordu. Soruşturmanın “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi” bürosu tarafından yürütülmesi, paranın yurt dışına transferindeki adreslerin ve paranın nihai kullanım amacının ne kadar vahim sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor.

Temiz Toplum İçin Tekrar Tekrar Vurguluyoruz: Devlet İçinde Temizlik Şart!

Bu ve benzeri büyük yolsuzluk ve aklama skandalları, temiz bir toplumun inşası için öncelikle devlet kurumlarının tepeden tırnağa temizlenmesinin zorunlu olduğunu gösteriyor. Temiz bir toplum için topyekün bir temizliğin, devlet içinde de şart olduğu gerçeği, her geçen gün daha da yakıcı bir ihtiyaç haline gelmektedir.

Milletin alın teriyle kazanılan paraların bu yolla çalınmasına göz yuman, bu kirli düzene ortak olan ya da sessiz kalan her kamu görevlisi, bu suçun bir parçasıdır. Devletin kendi içine sirayet etmiş olan bu kanserli yapıyı kesip atması ve şeffaflığı temel ilke haline getirmesi elzemdir.

Bu operasyonların devamını bekliyoruz. Soruşturmanın sadece Laleli’deki dükkanlarla sınırlı kalmayıp, aklanan paranın kimlere ulaştığının, hangi siyasi bağlantıları finanse ettiğinin sonuna kadar araştırılmasını talep ediyoruz. Türkiye’nin geleceği için devlet içindeki temizlik, bir tercihten öte, bir zorunluluktur. Bu temizlik er ya da geç yapılmak zorundadır!

#PosDolandırıcılığı #KaraParaAklama #TerörFinansmanı #47MilyarTL #LaleliOperasyon #DevletTemizliği #SiyasiBağlantılar

Gazeteci Yazar Tankutalp ALTUNSOY Haberidir…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.