Meral Akşener, 15 Haziran Çarşamba günü TBMM grup toplantısında;
İklim Krizi problemine,
Elmalılı Hamdi Yazır KYK yurtlarında üst üste yaşanan intihar vakalarına,
Gelire Endeksli Senet’ten sonra Yandaş Endeksli Senet ihtimaline,
Sakaryalı vatandaşlarımızın dertlerine,
Yerli ve millîliği sloganla kalan sayın Erdoğan’a,
Dipsiz dert kuyusu hâline gelen evlere,
Dış politikamızdaki ciddiyetsizliğe,
Sığınmacılar konusunda uygulanan kasıtlı politikasızlığa,
Sığınmacılar konusunda 4 temel soruna dair görüşlerini paylaştı.
Milletin Kürsüsü’nde söz; üniversite öğrencilerinin yaşadığı barınmadan kaynaklanan sorunların sesi olmak için Süleyman Kızıltaş’ın oldu.
Meral Akşener, 15 Haziran Çarşamba günü TBMM grup toplantısında ülkemizde yaşanan doğal afetlere ve giderek risk hâline gelen İklim Krizi’ne ilişkin; ‘’İklim Krizi meselesi iktidar-muhalefet meselesi değildir. Bu mesele el ele, kol kola hep beraber Türkiye’nin geleceğini kurtarma meselesidir. Bu mesele bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir Türkiye bırakma meselesidir. Biz ülkemizin için hayati öneme sahip İklim Krizi ile ilgili atacağınız her türlü olumlu adımın yanında olacağız. Ama o adımı atmak iktidar olarak sizin görev ve sorumluluğunuzda. Gelin, iktidarınız döneminde bir ilke vesile olun. Gelin bu sefer bir krizin sebebi değil, önleyicisi olun. Gelin bir kez olsun cennet doğamızı katleden değil, koruyan tarafta olun. Gelin, bu hayati yol ayrımında milletimiz ve memleketimiz için üzerinize düşeni yapın!’’ diye konuştu.
Meral Akşener, Antalya’da Akdeniz Üniversitesi’nin içerisinde bulunan Elmalılı Hamdi Yazır KYK yurtlarında yaklaşık 1 aydır üst üste yaşanan intihar vakalarına ilişkin; ‘’Ülkemizdeki ağır ekonomik koşullar nedeniyle; yorulan, bunalan ve yıpranan gençlerimizin barınma imkânını bile zor buldukları yurtlarda neler yaşadıklarını bilmek zorundayız. Eğer ortada gençlerimizin hayatını baskılayan, özgürlüklerini kısıtlayan, onlara düşük kaliteli ve sağlıksız beslenme koşullarını dayatan şartlar varsa bunu öğrenmek zorundayız. Öğrencilerimizin yaşadığı barınma sorunu onları dernek ve vakıflara ait özel yurtlara mecbur bırakırken ve Enes’in acısı hâlâ yüreğimizdeyken KYK yurtlarının da başıboş yönetimlerin eline bırakılmasına göz yumamayız. O nedenle Elmalılı Hamdi Yazır yurtlarında yaşanan olayların araştırılması, soruşturulması ve gerçeklerin bir an önce gün yüzüne çıkarılması için konunun takipçisi olacağız. Gençlerimizi çaresizliğe iten, karamsarlığa hapseden, yaşamaktan vazgeçiren sebeplerin peşini bırakmayacağız!’’ diye konuştu.
Meral Akşener, Nebati Bakan’ın son mucizesi Gelire Endeksli Senet’e ilişkin; ‘’Bu öyle bir mucize ki; Gelire Endeksli Senet açıkladılar ama ortada gelir yok… Sonradan öğrendik ki Devlet Hava Meydanları İşletmeleri ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün gelirlerini pazarlıyorlarmış. Bu gelirler, eskiden nereye gidiyordu? Devletin hazinesine. Yani millete. Peki şimdi nereye gidecek? Gelire Endeksli Senet’i alan tasarruf sahibine. Yani parayı vatandaştan kes, tasarruf sahibi bir azınlığa aktar sonra da utanmadan, sıkılmadan milletimize çözüm diye pazarlamaya çalış… Nebati Bakan bu kafayla GES’ten sonra öz hakiki kurtuluş reçetesi olarak milleti tamamen denklemden çıkartıp yandaş ekosisteminin tamamı faydalanabilsin diye 5’li çetenin gelirine endeksli ‘YES’ yani ‘Yandaş Endeksli Senet’ çıkartırsa şaşırmayın…’’ dedi.
Sakaryalı vatandaşlarımızla bir araya gelen Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener; Sakaryalı esnafımızın, üreticimizin, çiftçimizin ve gençlerin dertlerini anlattı.
Meral Akşener, yerli kaynaklarla elektrik üreten firmalarımıza ilişkin; ‘’Ne var ki sayın Erdoğan’ın yerli ve millîliği sadece lafta. Kendisinin son icraatlarından biri de ne biliyor musunuz? Yerli kaynaklarla elektrik üreten firmalarımızı zora sokmak… Bu arkadaşımız o kadar yerli ve millî ki ithal doğal gaz, ithal kömür, ithal LPG ile üretim yapan firmalardan megavat saatini 2.700 liraya aldıkları elektriği; yerli kömür kullanarak üreten firmalardan kaça alıyorlar biliyor musunuz? 1.277 liraya alıyorlar. Yani yarısından bile daha az. Üstelik yerli kömür kullanan firmalara ağır cezalar kestikleri yetmezmiş gibi maliyetleri %70 arttığı hâlde fiyatlarına sadece %15 zam yapıyorlar. 2014 yılında çıkardıkları yasayı imha edip Türkiye’nin enerjisini ithal ürünlere mahkûm ettiler. Yerli kömür ve kaynak kullanarak üretim yapan santraller teker teker kapanıyor. Ortaya çıkan zarara dayanmaları mümkün değil. İthal doğal gazı, kömürü, LPG’yi satan yabancı ülkeler kazanıyor. O ürünlerle üretim yapan firmalar da kazanıyor. Millî kaynaklarla üretim yapan sanayicimiz ise her geçen gün kaybediyor. İşte size sözüm ona yerli ve millîliğin kitabını yazan Bay Kriz’in gerçek yüzü. Gerçekten ibretlik.’’ diye konuştu.
Meral Akşener, ev ziyaretlerinde karşılaştığı ev kadınlarının sorunlarına ilişkin; ‘’Sayın Erdoğan o evler, dipsiz birer dert kuyusu olmuş durumda. Sen onlara ‘şükürsüz’ desen de uzun uzun bakıp o dertleri görmesen de Nietzsche’nin söylediği gibi o dert kuyusu artık seni çok net görüyor ve sabırla hesabı göreceği sandığı bekliyor.’’ diye konuştu.
Meral Akşener, dış politikamızda Yunanistan ile yaşanan soruna ilişkin; ‘’Tek taraflı, çok bağıran, bolca gürültü çıkarıp sonra da geri adım atan tutarsız tavırlar uluslararası toplumda Türkiye’nin de başını öne eğiyor. Türkiye’yi ciddiyetsiz gösteriyor. Nitekim bugün Yunanistan ile yaşanan sorunda da biz yine aynı şeyin olmasından endişe ediyoruz. Türkiye olarak Yunanistan ile davamızda sonuna kadar haklıyız. Ama sayın Erdoğan yüzünden haksız duruma düşmekten kaygılıyız. Çünkü bugün; ‘Şaka yapmıyorum, ciddi konuşuyorum.’ diyen sayın Erdoğan’ın yarın; ‘Şaka yapmıştım.’ deme ihtimali olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bugün; ‘Benim için Miçotakis diye biri yok.” diyen sayın Erdoğan’ın, yarın; ‘Kardeşim Miçotakis’le aramızı bozmaya çalıştılar.’ diyerek işin içinden sıyrılıp Türkiye’yi de taca çıkarabileceğini de çok iyi biliyoruz.’’ diye konuştu.
Meral Akşener, sığınmacılar konusunda uygulanan kasıtlı politikasızlığa ilişkin; ‘’Bugün Türkiye’de bir göç sorunundan bahsediyorsak öncelikli olarak mevcut sorunların bir basiretsizlik veya bilinçsizlik olmadığını, maruz kaldığımız her olumsuzluğun bizzat iktidar eliyle tasarlanan bilinçli bir şekilde kurgulanarak uygulanan kasıtlı bir politikasızlık olduğunu da bilmemiz gerekiyor. İşte bu nedenle düzensiz göç sorunun muhatabı da, sorumlusu da, suçlusu da; bizzat Recep Tayyip Erdoğan’dır. Yani esas mesele sığınmacıların kendisi değil, para karşılığı Türkiye’yi hendek ülke yapmayı kabul eden bu iktidarın ta kendisidir. Esas mesele koltuklarını korumak adına sığınmacılardan seçmen devşirmeye çalışan bu kirli zihniyettir. Dolayısıyla sığınmacıları ülkelerine geri göndermenin yegâne yolu da öncelikle bu iktidarı ve Bay Kriz’i evine göndermektir!’’ diye konuştu.
Meral Akşener, sığınmacılar konusunda 4 temel sorunu; vatandaşlık garantili ev satışı, millî güvenlik endişesi, kayıt dışı iş gücü ve istihdam, Avrupa Birliği ile imzalanan geri kabul anlaşması olarak açıkladıktan sonra; ‘’Sömürge valisi edasıyla ülke yönetmeye çalışan sayın Erdoğan belli ki anlamıyor ama ben yine de kendisine hatırlatmak istiyorum. Sayın Erdoğan, Türkiye bir sömürge ülkesi değildir! Türkiye, Orta Doğu’nun bataklığına mahkûm olacak bir ülke de değildir! Türkiye egemen, bağımsız ve onurlu bir cumhuriyettir! Ecdadımızın kanıyla, canıyla, tüm varlığıyla ortaya koyduğu irade ile kurulan devletimizi sizin şahsi çıkarlarınıza, menfaatlerinize ve ayak oyunlarınıza bırakmayız. Bunu böyle bilesin.’’ diye konuştu.
GÜNDEM
13 saat önceGÜNDEM
18 saat önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
4 gün önce